Bizim büyük bir BAŞKOMUTANIMIZ var.

Türk olmak…

 Sadece folklorik bir sıfat değil aynı zamanda politik bir şuurdur. Türk Olmak, bir milletin ferdi olmak kadar milletin siyasi kimliğini tanımak, bu kimliğin siyasi ağırlığını taşımak, bu milletin devlet kurma ve yaşatma iradesine sahip çıkmak, bu iradeyi ortadan kaldırmak isteyenlere gerekli tepkiyi göstermek ama en önemlisi gelişen olayları anlamak, olayları bambaşka yöne çekenlerin sinsi çabalarını boşa çıkarmak…

15 temmuz akşamı herkesin bir endişesi vardı. Daha önce darbelere şahit olan büyüklerimin o günkü yaşadıkları sıkıntıların yüzlerine yansımış olması hiç de iç açıcı değildi.

Ama biz bu neslin insanları daha önceki darbe’ye masum kalanlar karşısında şanslıyız.

Çünkü bizim büyük bir liderimiz var.. Yeri geldiğinde gözünü kırpmadan bu vatana canını feda edecek halkımız var..

‘‘Vurma oğlum benim oğlum da asker.’’ diyen analar, ‘‘Vurur muyum anam? O benim kardeşim!’’ diyen polisler.. İn yavrum o tanktan sonra sizi de öldürecekler diyen teyzeler.. Ve kağıt afişlere yazılan ev kira ama memleket bizim yazıları..

Ne tank ürküttü bizi, ne mermi durdurdu, ne de alçaktan uçan jetlerin ses patlamaları korkuttu.

Türk olduğum için, başımızda böylesine büyük bir Başkomutanımız olduğu için Türklüğümden, Türk olmaktan gurur duyuyorum..

Patron mağduru olan emekçiler…

 İlimizde FETÖ / PDY ile bağlanları olduğu ileri sürülen bazı gazeteler kapatıldı.. Gazeteler kapandı kapanmasına ama meslektaşlarımız, ağabeylerimiz, ablalarımız, kardeşlerimiz eli kalem tutan bir çok kişi mağdur oldu, ortada kaldı. Dağıtıcısı, baskıcısı, grafikerleri, muhabirleri, editörleri, yazı işleri müdürü, haber müdürü, spor müdürü, genel yayın yönetmeni, genel koordinatörü.. Altı üstü bi gazete işte ama onlarca çalışan.. Emek veren, dişini tırnağına takarak millete hizmet etmeye, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan insanlar. Patronların sadece kendi kazançlarını ve rahatını düşündüğü günümüzde birçok insan sadece işini yapmakla meşgul iken, kendini bir anda kapının önünde bulan meslektaşlarımıza dilerim birileri sahip çıkar. Allah yardımcıları olsun.

Gölcük…

Anıt park meydanını dolduran, darbeye engel olan milletimiz; her akşam bir etkinlik içerisinde yürüşlerle, mehteran marşlarıyla, değerli Milletvekillerinin katılımıyla Gölcük’ümüzü adeta büyülüyor. Kalabalık her geçen gün kendi içerisinde fazlalaşıyor. Birlik beraberlik çok güzel bir şekilde sergileniyor.

İlçemizde 15 Temmuz gecesinden bu güne kadar her akşam  ‘Demokrasi Nöbeti’ adı altında halkın birliğini sağlayan başta Belediye Başkanımız Mehmet ELLİBEŞ, Kaymakam Adem YAZICI, Başkan  Yardımcısı Levent DEĞİRMENCİ olmak üzere AK PARTİ ilçe başkanı İdris ALP ve bu vesile ile nöbette birlik beraberlik içerisinde olan CHP İlçe Başkanı İsmet İŞERİ’ye, MHP İlçe başkanı Hüseyin ÇILDIR’a Saadet Partisi İlçe başkanı Yaşar YILDIZ’a ve tüm ilçe gençlik kollarında görevli olan kardeşlerime teşükkür ediyorum.

Siyasi partileri bir arada görmek ve bu denli içtenlik, samimiyet, sıcakkanlılık, herkesin elini taşın altına koyması Anıt Parkımızı daha güzel bir hale getirdi.

Gölcük’ümüz keşke her akşam böyle bayram havasında olsa.

Tersaneler Milli Savunma Bakanlığına bağlanıyor. Birkaç özelleştirme ile Donanma Caddesinden Kavaklı’ya kadar inen bir sahilimiz olsa hiç de fena olmaz..

Her şey Gölcük için..Saygılarımla.