GÖLCÜK MHP’DEN HÜKUMETE YUNANİSTAN ELEŞTİRİSİ
Milliyetçi Harekat Partisi Gölcük İlçe Basın Sözcüsü İbrahim İnaç Çakıroğlu yaptığı basın açıklamasında, Yunanistan ile yaşanan ada krizine değindi ve Hükumetin bu konudaki politikasını eleştirdi. Çakkıroğlu, “Yunanistanla yaşanan nasıl ki 1923’te Lozan’da Ege adalarını, 1974’te Kıbrıs’ı düşmana bırakmamışsak, yine bugün bize ait olana sahip çıkmalıyız. Hükumet verdiği bu tavizden biran önce geri dönmeli ve bizim olanı geri almalıdır” dedi.
Milliyetçi Harekat Partisi Gölcük İlçe Basın Sözcüsü İbrahim İnaç Çakıroğlu yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: “Malumunuz üzere Doğu Akdeniz’de doğalgaz ve petrol rezervlerinin ortaya çıkması neticesinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında birkaç yıldır ekonomik münhasır bölge oluşturmak yönünde bir gerginlik mevcut ve taraf olan Türkiye, Yunanistan arasında da zaman zaman problem çıkarmaktadır. Geçtiğimiz hafta konu ile ilgili olarak Yunanistan Başbakanı Çipras’ın konu ile ilgili “’Egede sıcak temas oluşturmak isteyen kendi ayağına sıkar” şeklindeki açıklaması akıllara bir kez daha Ege sularındaki Türk adalarını getirmiştir. Kurtuluş Savaş’ından sonra İtilaf devletleri ve Türkiye’nin taraf olduğu ve imza altına aldığı Lozan Antlaşmasının 12, 15 ve 16. maddelerinde Ege Adalarının hukuki durumları ve silahsızlandırma ile ilgili durumu belirlenmiştir. Kamuoyunda ve basında pek yer bulmasa da, ki dile getirilse de hükumet tarafından pek ciddiye alınmayan, hatta tekzip dahi edilmeyen 18 Türk adası ve 1 Türk kaya parçasının işgali Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl bir tehditle karşı karşıya kaldığını göstermektedir” dedi.
“YILDIRIM İZMİR’E BAĞLI ADAYA PASAPORTLA GİRDİ”
Açıklamasına devam eden Çakıroğlu, “İlk olarak 18 Mayıs 2011’de Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliğinden emekli asker Ümit Yalım tarafından dile getirilen işgal durumu üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen yetkili merciler tarafından önlenmemiştir. Öyle ki Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz TBMM’de 26 Mart 2015’te Lozan ve Paris Antlaşmalarına göre adaların hukuken Türkiye’ye ait olduğunu ama fiili olarak Yunanistan tarafından işgal edildiği şeklinde beyanda bulunmuştur. Ayrıca Binali Yıldırım, 20 Temmuz 2015’de hukuki olarak bizim olan İzmir’e bağlı Koyun adasına pasaportla girmiştir. Burnumuzun dibindeki adalarda kendi bürokrasisini kuran Yunanistan, bununla kalmamış bir de bu adalara asker göndermiştir. Megali İdea(Büyük İdeal) hayalleri peşinde koşan Yunanistan bunun için Türk adalarına girmiştir. Yunanistan bu adaları askeri üs olarak kullanmasının yanı sıra siyasi amaçları içinde kullanmaktadır” ifadelerini kullandı.
“HÜKUMET VERDİĞİ BU TAVİZDEN GERİ DÖNMELİ”
Çakıroğlu açıklamasının devamında ise, “Geçtiğimiz Aralık ayında 33 Fetö üyesi , 19 Şubat 2018’de 17 Fetö üyesi Koyun adasına kaçmış ve buradaki Yunan Sahil Güvenlikler tarafından Sakız adasına götürülmüştür. Bu kaçaklar verdikleri ifadede Erdoğan rejimi tarafından tutuklanma tehdidi altında bulunmaktayız demişlerdir. Görüldüğü üzere adalar ülkemizin en büyük iç sorunlarından birisi olan Fetö üyelerinin kaçış yolu olmuştur. Jeopolitik açıdan önemi haiz adalarımızın durumunun eskiye dönmesi en büyük temennimizdir. Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin dediği gibi “Ege’nin dibi bugünki boş konuşanların dedeleri ile doludur”. Nasıl ki 1923’te Lozan’da Ege adalarını, 1974’te Kıbrıs’ı düşmana bırakmamışsak, yine bugün bize ait olana sahip çıkmalıyız. Hükumet verdiği bu tavizden biran önce geri dönmeli ve bizim olanı geri almalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.