GÖLCÜK’TE YÜKSEK BİNALAR KORKUTUYOR!
17 Ağustos 1999 yılında, Gölcük’te bizler asrın felaketi olarak adlandırılan deprem gerçeği ile 25 yıl önce, hiç bilgisiz bir vaziyette karşılaştık. Binlerce insanımızı kaybettiğimiz 1999 depremi bu şehirde yaşayan insanların asla unutamayacağı kara gün olarak tarihte yerini aldı.
6 Şubat 2023 yılında, yaşadığımız ve 10 ilimizi etkileyen yeni bir depremle, ülkemizin deprem gerçeği ile bir kez daha karşılaştık ve yüzleştik.
Deprem gerçeğinin, ülkemizde beka sorunu doğurabileceğini birçok siyasi ve devlet adamı tarafından dile getirmiş, kentsel dönüşüm yasasının değiştirilerek dönüşümün hızlandırılması konusunda yasada önemli değişiklikler yapılmıştır.
Topraklarının yüzde 42’si birinci derecede deprem kuşağı bölgesinde olan ülkemizde, yaşanan depremlerin ardından başta İstanbul olmak üzere birçok şehirde kentsel dönüşüm seferberliği başlamış bulunmaktadır.
GÖLCÜK’TE DEPREMDEN 24 YIL SONRA KENTSEL DÖNÜŞÜM BAŞLADI
2014 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile ilçemizde merkezinde bulunan 45 dönümlük alan riskli alan ilan edilmiş, ve 1.Etap olan 36 dönümlük kısmın inşaa süreci 2023 yılında başladı.
GÖLCÜK’ÜN GİRİŞİNDE YOL KENARINDA Kİ, YORGUN VE ÇOK KATLI BİNALAR KORKUTUYOR
6 Şubat 2023 yılında, yaşadığımız ve 10 ilimizi etkileyen deprem felaketi ile belki de, unuttuğumuz korkularımız ve yaşadığımız travmalarımız gündeme geldi.
Gölcük’te bir hayli yorgun bina var. Gölcük’e girdiğinizde pervanenin olduğu yerden bahsedecek olursak, yolun 2 tarafında da çok yaşlı, yorgun ve çok katlı binalar sizi karşılıyor.
Türkiye’de çok sayıda diri fay bulunuyor. Bu durum da her an her yerde olası bir depremle karşılaşma riskini artırıyor. En son yaşadığımız depremler nedeniyle binlerce bina yıkıldı. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, deprem bölgesindeki yapıların yüzde 98’inin 1999’dan önce yapıldığını söyledi.
O zaman soralım bahsettiğim Gölcük’ün girişinde sağ ve sol yol kenarlarında ki o yorgun ve çok katlı binaların, Bina risk durumları nedir?
Uzmanlara göre 2001 senesinden sonra yapılan binalar deprem riskini daha az taşıyor ifadeleri kullanılırken, Gölcük’te yılların yorgunu o devasa binaların, risk haritalarına göre bir önlem alınıp bir çare aranmalı.
Gölcük’e baktığınızda eski, o çok yorgun ve katlı binalar bir deprem anında yıkılması durumunda D-130 karayolu kenarında olduğu için, yolu kapatma ihtimaline de sahip. Yaşamadık mı bunları, biliyoruz yaşadık. Depremde yollar kapanmadı mı? Ulaşmakta zorlanmadık mı?
1999 yılında yolları kullanamadığımız için Değirmendere’ye, köylere yürüyerek gitmedik mi? Yürüdük! Bu acı gerçeklerin hepsini yaşadık!
Dolayısıyla, yürürlükteki imar planları, 1999 öncesi ayakta kalan binaların yenilenmesi konusunda halk arasında beklenti oluşturmaktadır.
Kentsel dönüşüm yasasındaki önemli değişikliklerden biride içinde yapı bulunan adalarında riskli ilan edilebilmesinin önü açılmıştır.
1999 Gölcük deprem felaketini yaşayan ilçemizde, halkın yerinde kentsel dönüşüm yapabilmesi için yasalar ile halka mevcut binaların imar durumuna göre imar alanı verilmesi, inşaat maliyet noktasında halkın desteklenmesinin ivedilikle sağlanması şüphesiz kaçınılmaz bir gerçek olmuştur.
Hep birlikte Türkiye’de ve şehrimizde tüm yapı stokunu olası bir depreme hazır hale getirmeli, gelecek nesillere sağlıklı ve uygar bir toplum bırakabilmemiz hepimizin ortak hedefi olmalıdır.