GÖLCÜK’TEKİ ÜVEY BABA CİNAYETİNDE ŞOK İFADELER!
“Bana da cinsel tacizde bulundu”
Üvey baba cinayetinde şok ifadeler!
Gölcük’te geçtiğimiz yıl Şerife Arıoğlu isimli kadın üvey babasını sokak ortasında bıçaklayarak öldürmüştü. O davanın 2 celsesi bugün görüldü. Bu celsede tanıklar dinlendi
14 Ekim 2018 tarihinde Gölcük Şehitler Mahallesi’nde Atatürk Bulvarı 171. Sokak üzerinde 3 çocuk annesi Şerife A. (32), bilinmeyen bir nedenle üvey babası Yaşar Yanık ile tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi sonrasında Şerife Arıoğlu, Yaşar Yanık’ı bıçaklamış ve şahıs 8 gün sonra ölmüştü. Şerife Arıoğlu ise tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Bugün o davanın 2 celsesi Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bu duruşmada tanıklar dinlendi.
Tanık Güngör M., “Sanıkla yaklaşık sekiz yıl kadar imam nikahlı olarak olarak yaşadık. Kendisiyle ortak iki çocuğumuz vardır. 2014 yılında ayrıldık. Maktulü tanırım. Kendisi fuhuş yaptıran biridir. Sanıktan da fuhuş yapmasını istiyordu. Ancak sanık bunu kabul etmeyince olumsuz davranışlar gösteriyordu. Sürekli olarak çocuğu göstermemekle tehdit ediyordu. Bunun dışında olumsuz davranışları devam ediyordu. Esasen ayrılmamıza neden olan kendisidir. Ben maktulün sanığa bizzat tacizde bulunduğunu görmedim. Ancak Şerife’den bunu duydum” dedi.
Tanık Hilal Z. Beyanında, “Sanık benim ablam olur. Maktul de üvey babamdır. Dava konusu cinayet olayını doğrudan görmedim. Annem bana telefon da anlattı. Benim bilgim sanık ile maktul arasındaki geçimsizliğe ilişkindir. Bir tarihte maktulü ablamın odasından çıkarken görmüştüm. O dönemde ablam maktulün kendisine cinsel yönden saldırdığı gerekçesiyle şikayette bulundu. Ancak benim yaşım küçük olduğu için tanıklık yapamadım. Bundan sonraki dönemler de sanık maktulün kendisine cinsel tacizlerde bulunduğunu anlattı. “BANA DA…” Maktul birlikle yaşadığımız dönümde bana da cinsel tacizde bulunmuştur. Bu olaylar sonrasın da ben evden ayrılarak bir dönem yuvada kaldım. Maktul yabancı uyruklu kadınlara fuhuş yaptıran biriydi. Doğrudan görmemekle birlikte sanık maktulün kendisine de fuhuş teklif ettiğini söylemişti. Hatta bir keresinde birlikte dışarı çıktıklarında sanık bana gelip beni sattı şeklinde beyanlarda bulundu” dedi.
Şerife Arıoğlu ise “Adaletinize sığınıyorum. Üç çocuğum var” dedi. Dava öncesi Kocaeli Kadın Kolekti üyeleri adliye önünde Şerife Arıoğlu’na destek açıklamasında bulundu. Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Şerife Arıoğlu, önceki celsedeki ifadesinde şunları söylemişti: “Yaşar Kanık benim annem ile 20 yıldan beri resmi nikah olmaksızın evlilik hayatı yaşıyordu. Annem ile babam ayrıldıktan sonra ben 4-5 yıl yurtta kaldım. Daha sonra annem ve Kanık’ın yaşadığı eve gittim. O dönemde Yaşar Kanık bana karşı cinsel saldırıda bulundu. Yanlış hatırlamıyorsam 13-14 yaşlarındaydım. Olay adli makamlara yansıdı ve Kanık yaklaşık 6 ay kadar tutuklu kaldı. Daha sonra tahliye oldu ve delil yetersizliğinden beraat etti. Bunun üzerine ben tekrar evden ayrılarak sokaklarda yaşamaya başladım.
Bu dönemde birden fazla kişinin cinsel saldırısına uğradım. Bunlardan birinden hamile kaldım ve kızım A.A. doğdu. A.A.’nın vasisi erkek kardeşim Mümin oldu. Kızım A.A. 9 yaşına kadar annemlerin yanında büyüdü. Bu dönemde ben tekrar bir evlilik yaptım ancak eşim daha sonra öldü. Eşim öldükten sonra annem benim yanıma gelerek Yaşar Kanık’tan ayrıldığını söyledi. Ben ona inanarak annemin yaşadığı eve geri döndüm. Ancak annemin beni kandırdığını ve ayrılmadıklarını öğrendim. Bunun üzerine kızım 2 yaşındayken evden tekrar evden ayrılarak gayri resmi bir evlilik yaptım. Bu evlilikten 2 çocuğum oldu. Bu dönemde annem Yaşar Kanık ile bir kavga yaşamış ve kızımı da alarak Kastamonu’ya gitmiş. Bu dönemde ben de eşimle ayrıldım ve 2 çocuğumla birlikte Kastamonu’ya onların yanına gittim. Daha sonra annem Yaşar K. ile barışarak İzmit’e döndü. Ancak kızımın vasisi olan kardeşim, çocuğumu onlarla birlikte göndermedi. Ben de aynı dönemde ayrıldığım eşimle sorunlar yaşadığım için 2 çocuğumu yuvaya vermek zorunda kaldım. En büyük çocuğum olan A.A.’da kardeşlerinin başında olmak istediğini söyleyerek onlarla birlikte yuvaya gitti. Daha sonra İzmit’e döndüm. Kendime yeni bir hayat kurarak iş buldum ve çocuklarımı almak için yuvaya başvuru yaptım. Talebim kabul edildi.
Bana ulaşamadığında kızım A.A.’yı arıyordu. Beni akşam saatlerinde dışarıda görmeye dayanamıyordu. Zaman zaman evlerine gittiğimde annemle cinsel birliktelik yaşamadığını ve benimle birlikte olmak istediğini söylüyordu. Bunları anneme anlattığımda ise annem bana inanmıyordu. Bu olaylar ölüm olayına kadar devam etti. Olay günü kızım annemin evine gitti. Bir süre sonra annem beni arayarak kızımın kendisine benim kızımın bursunu elinden alarak yediğim yönünde şikayet ettiğini ve bunu resmi makamlara bildireceğini söyledi. İkisini telefonda yüzleştirdim. Daha sonra Yaşar Kanık telefonu alarak, beni eskisinden daha beter yapacağını, evimi basacağını söyledi. Bunun etkisi ile sinirlenerek evden çıktım ve annemin evine doğru gitmeye başladım. Yolda bir marketten bıçak aldım. Oraya gittiğimde ilk olarak annemle karşılaştım. Annem direk benim üzerime saldırdı. Ben onunla bir sorunum olmadığını söyleyerek annemi ittim. Bu sırada Yaşar Kanık elinde beyzbol sopası ile dışarı çıktı. ‘Sana yaptıklarımın aynısını kızına da yapacağım’ diyerek beni tehdit etti ve beyzbol sopası ile vurmaya başladı. Ben o arada bir kolumu yüzüme ve kafama siper etmeye çalıştım. Daha sonra kendimi korumak amacıyla Yaşar Kanık’a bıçakla bir kez vurdum. Devamında oradan ayrılarak eve gittim.”