ÇOCUĞUM KREŞE GİTMEYE HAZIR MI?

 

 

 

 Çocuğunuzu kreşe vermeyi planlıyorsanız ve hazır olup olmadığı konusunda endişeleriniz, nasıl bir kreşe vermeliyim gibi sorularınız varsa eğer Özel Aile Konak Hastanesi’nden Uzman Psikolog Betül Çelik Süzen’in yazısını mutlaka okuyun!

 

 

 

Çocuğun kreşe başlaması, anne babadan ayrılması ve kendi bireysel gelişim sürecini başlatması adına ilk en önemli adımdır.

Bu evrede çocuğun temel ihtiyacı ve uyum sürecini kolaylaştırabilmek adına anne baba desteği gerekmektedir. Ebeveyn tutumları, çocuğun kreşe adaptasyon sürecinde oldukça önemli ve etkilidir.

Bu farkındalıkla, siz anne babaların nelere özen göstermesi gerektiğine bir göz atalım:

 

ÇOCUKLARINIZI 2,5 – 3 YAŞ ÖNCESİ KREŞE GÖNDERMEYİN!

 

Bu yaş aralığında çocukların öncelikli ihtiyacı kreşler değil, aile ortamıdır. Çok önemli bir neden olmadıkça aileden ayırmamak gerekir. Bu konuda aceleci davranmak; yeterli fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal olgunluğa ulaşmamış olan çocuğa zarar verebilir. Aldığı bu zararın etkileri uzunca zaman silinmeyebilir. Bu nedenle her başlangıçta olduğu gibi, bu başlangıçta da çocuğun sürece hazır oluşu, en önemli kriterdir.

 

Kreşe başlatılacak çocuğun hazır oluşu için gerekli özellikler;

 

Güle güle / Hoşça kal bilmeli: Çocuğun güvenli ayrılma yaşayabilmesi adına, daha önceden bunu olumlu deneyimlemiş olması önemli. Böylece çocuk, aileden ayrılabilme yetisini önceden kazanmıştır ve bunu tekrar tecrübe etmek büyük ruhsal yıkımlara yol açmayacaktır.

Temel istek / ihtiyaçla ve duygularını ifade edebilmeli; ‘Susadım’, ‘Korktum’, ‘Çişim var’ gibi çok basit ihtiyaçlarını sözlü olarak anlatamayan bir çocuk kreşe gönderilirse sıkıntı yaşayabilir.

 

Yaşadıklarını anlatabilmeli: En azından gün içinde neler yapmış, yaşamış olduğunu ifade edebileceği dil gelişimi ve farkındalığa ulaşmış olması beklenir. Böylece çocuğun hayatında yolunda giden / gitmeyen şeyleri takip etme fırsatınız olacaktır.

 

Ailesinden birkaç saat uzak kalabilmeli: Kreş sürecinde bunu ilk kez deneyimleyecek olursa, bu durum çocukta ruhsal bir kriz yaşanmasına neden olabilir.

 

Oyuncakla vakit geçirmeyi ve paylaşımı bilmeli: Böylece kreşte yaşanabilecek oyun saatleri ve paylaşım krizlerini önleme fırsatı yakalanabilir.

 

Arkadaş edinebilme davranışı kazanmış olmalı: Kreş süreci öncesi, sosyal alanlarda çocuğunuza, nasıl arkadaş edineceğine dair önce rol model olmalı ve sonrasında çocuğunuza bu beceriyi kazandırma hedefine varmalısınız. Böylece çocuğun kreşi / okulu en çok reddetme nedeni olan arkadaş krizleri de önlenmiş olacaktır.

ÇOCUĞA KULLANILAN DİLE VE VERİLEN MESAJLARA ÖZEN GÖSTERİLMELİ

 

Çocuk kreşe başlangıçta direnç gösterebilir. Bunun bilincinde ve hazırlıklı olmalısınız. Bu noktada anne baba olarak tutarlı / ortak dil kullanılmalı, bunun neden gerekli olduğu çocuğa anlaşılır biçimde ifade etmelisiniz. Alışma aşamasında birkaç gün çocuğunuzu kapıda bekleyebilirsiniz ancak bunun geçici bir durum olduğunu, belirlediğiniz ve çok da uzak olmayan bir günden itibaren bunun sonlanacağını belirtmelisiniz. Çocuğunuzu alacağınız saat konusunda ona önceden bilgilendirmeli, belirlediğiniz saatte de muhakkak kapıda sizi görmesini sağlamalısınız. Böylece aranızda oluşabilecek güvensizliklerin önüne geçme şansı kazanacaksınız.

 

AYRILIK SÜRELERİNİ AŞAMALI OLARAK ARTTIRMALISINIZ

 

İlk günden itibaren çocuğunuzu tam gün kreşte tutmak yerine, her gün orada bulunmasını sağlamalı ve fakat özellikle ilk günlerde keşfi ve güveni kazanana dek, zaman dilimini yavaş yavaş arttırabilirsiniz. Kaygı ve adaptasyon sürecini gözlemleyerek, 1 saat, 2 saat ve 3 saat şeklinde gün gün aşamalı olarak uyumunu sağlıklı biçimde sağlayabilirsiniz.

 

ÇOCUĞUNUZU KREŞTEN ALDIĞINIZDA

 

Çocuğunuza çok fazla detay içeren soru yöneltmemelisiniz. Bu durum onda, güvensizlik yaşadığınız hissini uyandırabilir ve sonrasında kendisi de bu duyguyu içselleştirebilir.

Bunun yerine daha motive edici, kısa ve öz sorular destekleyici olacaktır: “ Günün nasıl geçti? Bugün seni mutlu eden/ şaşırtan bir şey yaşadın mı? ya da Bizimle paylaşmak istediğin bir şey var mı?” gibi. Tabi bu sorulardan önce sizin de kendi geçirdiğiniz günü kısaca özetleyerek model oluşturmanız önemli.

SAKİNLİĞİNİZİ KORUYUN

 

İlk zamanlar çocuklar uyum sürecine güvenene ve bu yeni ortama kendilerini ait hissedene dek huzursuzluk yaşayabilir, bunu ev ortamında sizlere de yansıtabilirler. Bu durumun olağanlığının farkında olmalı, inatlaşmalara gidilmemeli, çocuğun paniğine ortak olmamalı, şefkati elden bırakmadan ebeveyn tutarlılığını sürdürmelisiniz.

 

SEVGİLİ ANNE BABALAR;

 

Her başlangıcın zorlukları vardır. Bunu kabul ederek işe başlamak gerek. Tüm bu zorluklar kriz gibi görülse de, her kriz bir fırsat barındırdığını unutmamak gerekir. Bu dönemin de sizlere; birbirinizi daha iyi anlama, tanıma, tolerans geliştirme, zor durumlarla başa çıkma becerileri kazanma gibi birçok katkısı olacaktır.

 

Yaşamınız boyunca yaşanan tüm krizlerin fırsata dönüşmesi dileğiyle…

 

 

 

 

 

Yorumlar: 0

Mail adresiniz gösterilmeyecek. Zorunlu aranlar (*)

− 3 = 7