BEN KAHRAMAN DEDİM, SİZ NE DERSİNİZ?

Bayram sonrası yazacağım köşe yazım için tek konu ve tek aile vardı aklımda ve kalbimde. Arefe günü, hayata gözlerini yuman 21  yaşındaki Kurtuluş ve ailesi…

Sevgili Gölcük ailem, yazdığım yazılarım sizlerle buluşmama bir vesiledir. Bu yazımda da, ilçemizi ve beni derinden üzen o vedayı kaleme almak istedim.

Başın sağ olsun Şenol Ailesi.
Kıymetli anne ve babası, yaşadığınız evlat acısı kuşkusuz yeryüzündeki en büyük acılardan biri. Sizlere tüm kalbimle sabır diliyorum. İlk önce bir gazeteci olarak bu veda beni çok etkiledi, bir anne olarak bundan bahsetme kudretim yok,  çünkü orası sözün bittiği yer!

Bir gazeteci olarak bu çok nadirdir, göremeyiz. 21 yaşında özel bir çocuğun, yaşadığı kentte böyle sevilmesi, bu kadar geniş bir çevreye sahip olması, yapılan haberin sayısız mesaj alması ve aileye edilen teşekkür. İşte ben çok etkilenerek bu vedayı Kurtuluş’un değerli ailesinin affına sığınarak kaleme alıyorum…

BEN KAHRAMAN DEDİM, SİZ NE DERSİNİZ?

Kurtuluş kim derseniz, hiç tanımadım fakat tanımayı çok isterdim. Büyük bir kahramanmış, tüm ilçenin sevdiği, insanların gönlünde yer edinmiş büyük bir kahraman!
Ve
Müthiş bir dayanışma örneği,21 yıl…
Bir anne, bir baba ve bir evladın verdiği büyük bir derstir aslında bizlere Kurtuluş’un vedası.

21 YILLIK BİR MÜCADELE
O anne ve baba, etrafımızda iyi insanların olduğunun kanıtıdır.
Neden mi öyle yazdım şöyle açıklayayım, bu kent arefe günü,21 yaşında bir evladını kaybetti. Kurtuluş Metin Şenol…
Şenol ailesinin hikâyesi veya mücadelesi Kurtuluş dünyaya geldiğinde başlamış. Doğduğunda birçok operasyon geçiren Kurtuluş, yaşadığı yıllarının çoğunu hastanelerde geçirmiş desek abartı bir şey söylememiş oluruz sanırım. Ve çok önemli bir ayrıntı, Kurtuluş konuşamayan özel bir çocukmuş!

Düşünün onun gözünün içine bakan annesine, bir kez bile “anne” diyemeyen! Ama hareketleriyle onun ne anlatmak istediğini anlayan mükemmel bir annenin, evladı olmak belki de onun en büyük  şansıymış…

FARKLI OLMANIN KORKULACAK BİRŞEY OLMADIĞINI  KANITLAMIŞLAR
O iyi insanlar, o güzel anne ve baba Kurtuluş’u, her yere götürmüş anladığım kadarıyla, hasta olduğu için onu eve asla kapatmamışlar.
Değirmendere’de sahilde birçok arkadaşı, birçok seveni var Kurtuluş’un. Bir tek Değirmendere değil, her yerde, sosyal medyada onu kaybettiklerinde herkes Kurtuluş’la olan fotoğraf karelerini paylaştı.
Her yere gitmiş, her ortama girmiş…
Farklı olmanın korkulacak, yargılanacak bir şey olmadığını kanıtlamışlar ailecek.
Bu güzel aile, işte bu dünyadaki iyi insanların olduğunun bu yüzden kanıtıdır bence..
Çünkü onu asla eve bağımlı bırakmamışlar. Özgürce kalabalığa karıştırıp, herkesin Kurtuluş’u tanımasını sağlamışlar.

21 YIL SONRA İLK KEZ AYRILDIK
Kurtuluş’un öğretmeniyle konuştuk cenaze sonrası, çok üzgündü o da tabii ki,
sizlerin de tanıdığı o isim Belgin Abanoz; “Çok yorulmuştu” diyor.
21 yıl, dile kolay, büyük mücadele…
Kurtuluş’un annesi cenazede;
”Biz ilk kez 21 yıl sonra ayrıldık, bilmiyorum ki onsuz bir yaşamı” der!
Bir hayat, bir hayata gözünü kırpmadan feda ediliyor.

İşte orada anne olabilmek, aile olabilmek ve ailece bir mücadele vermek ne kadar kıymetli ortaya çıkıyor.

Kelimelerin bittiği yerdeyim şu an. Oğulları melek olan, bu güzel ailenin Allah yardımcısı olsun, Allah onlara güç ve sabır versin.

Sağlıcakla Kalın.

Yorumlar: 0

Mail adresiniz gösterilmeyecek. Zorunlu aranlar (*)

13 − 9 =