6 Şubat saat 04.17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7.7 büyüklüğünde ve saat 13.24’te ise merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi olan 7.6 büyüklüğünde tarihin en büyük deprem felaketiyle ile ilgiliMHP Gölcük İlçe Başkanı Derya Çavdar, basın açıklaması yaptı.
Başkan Çavdar; “Bir mahalleden cenaze olduğunda saygısızlık olmasın diye kimse yüksek sesle gülmezdi. Bu cenaze daha yakındaysa kimsenin evinde TV, radyo vs. açılmazdı. Eğlenceler, düğünler ertelenir, mecburi hâllerde de cenaze sahibinin rızası alınırdı. Bu durumun elbette ki dinî bir yönü yoktu. Sadece milletimizin paylaşma duygusunda yatan ferasetti. Bunun anlamı “senin acını paylaşıyorum” demekti.
Biz, tarihler boyu sevinçte ve kederde, ortak tasa ve ülkü etrafında birleştiğimiz için yüce gönüllü bir millet olarak anıldık. Paylaşma ve dayanışma duygusunu yitirmediğimiz için ayakta kaldık. Zor günleri ve çetin badireleri aynı hevesle atlattık. Nice engelleri el birliği ile omuz omuza mücadele ederek aştık.
Maalesef asrın felaketini yaşadığımız şu zamanda “buralı kalamayanlar” topluluğunu tanımış ve görmüş olduk. Yaşadığımız afetten birkaç gün önce hükümetin düşürülmesi için “darbe yapılamaz bunların gitmesi için deprem, sel gibi afetler olmalı” diyen Can Ataklı’nın fişeğini yaktığı kin ve nefret söylemleri depremin ilk gününde de ne yazık ki Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla devam edip 6+HDPli masaya sirayet etmiştir.
Depremin ilk günü, bir asker kucağında enkazdan çıkarılmış bir bebek fotoğrafı televizyonlarda yayınlaşmışken, yine ilk gün enkaz çalışmaları sırasında ikinci depreme yakalanan afad ve gönüllü ekipler ortadayken, ikinci depremde enkaz altında kalmış bir askeri araç mevcutken, depremin ilk saatlerinde çeşitli belediye ve STK’lardan oluşan binlerce tır konvoyuna rağmen “devlet yok” dezenformasyonuna koşar adım gidenler yası unutmuş, gönüllerinde ve dillerindeki siyahlığı beyaza çekmeye çalışmışlardır.
Deprem günü Ahlak erozyonu yaşayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Çok net söyleyeyim. Bu sürecin başlıca bir sorumlusu varsa o da Erdoğan’dır” diyerek acılı insanlara hedef göstermiştir” Enkaz başında görev yapan kamu görevlilerine acilen 2 maaş ikramiye yatırın” demiştir. Bu cümle bile Türk milletini gram tanımadığını göstermiş, herkesin elindeki avucundaki verdiği bir süreçte kimsenin ikramiye gibi bir düşüncesi olmadığını görememiştir. Çalışmaları aksatan, yalan ihbar ve haberler ile mücadelede tutuklanan kişiler üzerinden “beni de tutuklayın” şovundan da geri kalmamıştır.
Devlet kurumlarımızın yönlendirmesiyle hava alanına moloz kaldırması için görevlendirilen Ankara Büyükşehir Belediyesi araçlarının fotoğrafını paylaşıp “Hava alanını tamir ediyoruz, gelin tutuklayın” diyerek şovuna devam etmiştir.
İzmir’deki sel olayına afet deyip bütün dünyanın bir toprak parçasındaki en büyük deprem diye nitelendirdiği depreme “abartılıyor” deme cüretini göstermiştir.
“İktidarla hizalanmayı reddediyorum” dedikten sonra kameralar karşısında HDP’yle aynı hizaya girip devlete saldırmaları aziz Türk milleti tarafından hiç unutulmayacaktır.
Dünya alem deprem bölgesine insani yardımları sevk ediyorken iç muhalefetin utanç verici konuşmaları diğer partiler tarafından devam etmiştir. Dayanışma ve yardımlaşma haricinde bir şey düşünmemek gerekirken İP’ li Genel Başkanda yeri ve zamanıymış gibi her gün her kameraya Hükümet Sistemini eleştirmiştir. Buralı olamayan %1 lik partilerde enkaz üstlerinde “acınızı paylaşıyoruz ama tek adam sistemi” safsatasına devam etmişlerdir.
Bu ülke depremin ilk günlerinde bu izansızlar yüzünden asrın felaketi yaşanırken “seçim günü ne zaman olacak” tartışmalarına maruz kalmıştır.
Bu millet bu siyasi yamyamlara asla fırsat vermeyecektir. Yaralarımızı en kısa sürede sarıp , her yıkımdan sonra yeniden yükselmeyi bilmiş, her yenilgiden sonra yeniden zafere kilitlenmeyi başarmış bir millet olarak “Buralı Kalanlar” tarihin mizan defterine isimlerini altın harflerle kazıyacaklardır.
