ANAYASA VE DEMOKRASİYE SAYGI HER YURTTAŞIN GÖREVİ SORUMLULUĞUDUR


Seçilmiş siyasi partili Cumhurbaşkanına bu adam diktatör yada diktatörce yönetiyor diyebilirsiniz bu siyasi ifade özgürlüğüdür,

Ancak geçmişte, kısıtlı demokrasimizin ve millet iradesinin, cuntacı zihniyetin vesayeti altında olduğu zamanlarda başbakanlara yapılan tehditler, aşağılamalar bu gün yapılamaz.

Çünkü zamanın ruhu değişmiştir.

Türk halkı 2 yıl önce vahşi bir askeri darbeyi canıyla kanıyla önlemiştir.

Seçtiği lidere ve demokrasiye sahip çıkmıştır.

Eski döneme ait bu ayrıcalıklı sanatçılar yaşlanmış, hala olayın fakında farkında değiller, eski günlerde yaşıyorlar…

O tarihlerde sağda konumlandırdıkları Demirel’le Özal’la ve Erbakan’la, hatta solda Ecevit ile dalga geçebiliyorlardı. Onlarda bu tür eleştiriyi aşan saldırıları temsil ettikleri milli iradeye karşı saldırı olsa bile  ( Gladio ) Bürokrasi, Yargı,Üniversite, Medya ve TSK’da örgütlü vesayetten korktukları için ya üstlerine alınmıyor, ya da hoşgörülü siyasetçi maskesiyle suskun geçiştiriyorlardı.

Çünkü 1961’de, sırayla halefi oldukları bir başbakan askeri darbe sonrası acımasızca asılmıştı. Korkuları bundandı. Yargıya güvenleri yoktu. Şikayet etseler de askeri vesayete bağlı yargı da haksız çıkmaları kaçınılmazdı.

İşte 1960 /71/ 1980 darbeleri sonrası vesayetin sanat ve medyadaki uzantıları tarafından hukuk düzeninde başbakanlara ya da millet iradesini temsil eden siyasilere karşı yapılan aşağılayıcı her saldırı, darbe tehdidi, hukuken karşılıksız kaldı ve bu kanıksandı. Kabullenilmiş çoğu kez hukuk içerisinde ifade anayasal hürriyeti kavramı yahut ağır eleştiri kavramın içinde değerlendirildi.

Evet Anayasal ifade hürriyeti çok önemlidir ancak bu özgürlük demokrasiyi aşağılayıcı, askeri bir darbeyi özendirici, onu destekleyici şekilde kullanılamaz. Bu husus TC.Anayasası’nın 14. maddesi ile engellenmiştir. Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.

Darbe iması, hevesi Anayasa 14. maddeye kesinlikle aykırıdır.

Yine dünyada demokrasilerde, hukuk devletlerinde darbe iması yapmak, seçilmiş cumhurbaşkanının asılması, zehirlenmesi gibi imalar, tehditler kabul edilemez, asla ifade hürriyeti ya da ağır eleştiri kapsamında kabul edilemez. Bu tür sözler dünyanın her yerinde cezai soruşturma konusu olur.

Türkiye’den bahsederek, Türkiye siyasi gündemiyle konuşurken, bu iktidardaki Cumhurbaşkanı olsun  veya ana muhalefet lideri yahut başka bir siyasetçi söz konusu olsun. Onun hakkında darbe ve iç savaş imasıyla tehdit edici konuşmak böyle giderse,”Bacağından asabilirler”, “Bir mahzende zehirlenir” gibi yakıştırmalar benzetmeler yapmak ifade hürriyeti olmaz.

Sanatçı olmak kimseye ayrıcalık sağlamaz.

Demokrasiye saygı her vatandaşın yükümlülüğüdür.

 

Yorumlar: 1

Mail adresiniz gösterilmeyecek. Zorunlu aranlar (*)

9 + 1 =

  1. “Seçilmiş siyasi partili Cumhurbaşkanına bu adam diktatör yada diktatörce yönetiyor diyebilirsiniz bu siyasi ifade özgürlüğüdür.” İfadesi dışındaki her şeye katılıyorum.