ÜLKEMİZDE DEPREM GERÇEĞİ VE GÖLCÜK
6 Şubat günü yaşadığımız ve 10 ilimizi etkileyen afetle beraber ülkemizin deprem gerçeği ile bir kez daha karşılaştık.
Gölcük halkı olarak bizler ise asrın felaketi olarak adlandırılan 1999 yılında yaşamış olduğumuz Gölcük depremi ile ülkemiz deprem gerçeği ile yıllar önce karşılaşmıştık.
Depremler doğal afet sıralamasında yüzde 61’lik pay ile ilk sırada yer alıyor. Türkiye’de depremde en riskli ülkeler arasında 5’inci sırada yer alıyor.
Deprem gerçeğinin, ülkemizde beka sorunu doğurabileceğini birçok siyasi ve devlet adamı tarafından dile getirmiş, kentsel dönüşüm yasasının değiştirilerek dönüşümün hızlandırılması konusunda yasada önemli değişiklikler yapılmıştır.
Topraklarının yüzde 42’si birinci derecede deprem kuşağı bölgesinde olan ülkemizde, yaşanan depremlerin ardından başta İstanbul olmak üzere birçok şehirde kentsel dönüşüm seferberliği başlamış bulunmaktadır.
1999 Gölcük depreminin üzerinden yıllar geçmesine rağmen, 2014 yılında Bakanlar Kurulu karalı ile ilçemizde merkezinde bulunan 45 dönümlük alan riskli alan ilan edilmiş ancak 1.Etap olan 36 dönümlük kısmın inşaa süreci 2023 yılında başladı.
Lakin ilçemiz siluetinin kalan kısmında ki yapılar arasında görsel ve emsal değer farklılıklarının şimdiden ortaya çıkması; yürürlükteki imar planları ile 1999 öncesi ayakta kalan binaların yenilenmesi konusunda halk arasında beklenti oluşturmaktadır.
Kentsel dönüşüm yasasındaki önemli değişikliklerden biride içinde yapı bulunan adalarında riskli ilan edilebilmesinin önü açılmıştır.
1999 Gölcük deprem felaketini yaşayan ilçemizde, halkın yerinde kentsel dönüşüm yapabilmesi için yasalar ile halka mevcut binaların imar durumuna göre imar alanı verilmesi, inşaat maliyet noktasında halkın desteklenmesinin ivedilikle sağlanması şüphesiz kaçınılmaz bir gerçek olmuştur.
Hep birlikte Türkiye’deki tüm yapı stokunu olası bir depreme hazır hale getirmeli, gelecek nesillere sağlıklı ve uygar bir toplum bırakabilmemiz tüm halkın en büyük hedefi olmalıdır.