Özüpak Sandıktan 3. Parti Çıktık
‘EYT çözüm sürecine girdi’
Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EYT SYDD) Başkanı Gönül Boran Özüpak, konuk olduğu televizyon programında AK Parti’nin Kızılcahamam toplantısında kötü ekonominin yanında seçime damga vuran ikinci unsurun EYT’liler olduğu konusunun gündeme gelmesinden sandıktan “3. parti” olarak çıkmalarına kadar pek çok merak edileni dile getirdi.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EYT SYDD) Başkanı Gönül Boran Özüpak, Kültür TV’de Ülkü Çoban’ın hazırlayıp sunduğu Gündem Özel Programına konuk oldu. EYT’lilerin sözcüsü Özüpak, AK Parti’nin Kızılcahamam toplantısında kötü ekonominin yanında seçime damga vuran ikinci unsurun EYT’liler olduğu konusunun gündeme gelmesinden sandıktan “3. parti” olarak çıkmalarına kadar pek çok merak edileni dile getirdi. Federasyonlaşarak daha güçlü bir yapıyla sonuç alana kadar mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Özüpak, EYT’lilerin asla umudunu yitirmemeleri gerektiğine işaret etti. Özüpak, EYT’nin çözüm sürecine girildiği inancını taşıdığını da ifade etti. Yaşa Takılmak ne demek? Biz nem yaşa hem de yasaya takıldık. EYT’liler 1999 öncesi sigortası başlayan kişilerin iki şarta tabi olmasıyla çalışma hayatı başlıyor. Kadınlarda 20 yıl 5 bin prim günü, erkeklerde 25 yıl 5 bin prim günüyle devletimizle yaptığımız sözleşmede belirlenen tarihlerde emekli olabiliyordunuz. Çalışma hayatımızın 5-0 yılında ‘Bir dakika’ denildi, biz size bir de yaş şartı ekliyoruz deniyor. Bir yasa çıkıyor, yasanın normalde hukukun geriye işlemezlik ilkesi doğrultusunda ama Türkiye ve dünyada ilk olarak hukukun geriye işlemezlik ilkesi hukuksuzlukla geriye işletilerek bizlere 2 ile 17 yıl arasında yaş şartı konuldu. EYT’liler de buradan doğdu. Hakları için mücadele eden bir topluluk. O dönemin hükümeti tarafından verilen haklar var. Geçersiz mi kılındı? Bu hakkımız yeni eklentiyle süreci uzattılar ve hakkımız gasbedilmiş oldu. Sigortalılık sürecinde bu şartlarda emekli olacaksınız derken üçüncü bir şartın eklenmesi ileri dönük olması lazımdı. Geriye dönük işletilince bizim var olan hakkımız elimizden alındı. Benim de 10 yıl yaş haddine tabi oldum. 7 yılım bitti 3 yılım kaldı. 14 yılı, 10 yılı olan var. Bu giriş tarihine ve yaşa göre değişkenlik gösteriyor. Sadece biz değil çocuklarımız da mağdur. 65 yaş şartıyla genç nüfusun işsizliği, 45-50 yaş aralığındaki insanların bile iş bulamazken gençlerin iş bulabileceğini düşünemiyorum bile. Biz hem yaş hem de maaş mağduruyuz. 2008 yılında 5510 sayılı yasayla aylık bağlanma oranları 3 kademeye ayrıldı. 1999 öncesi, 2000-2008 ve 2008 sonrası işe giriş ve yatan primleri kapsayan süreç… Yüzde 70 oranlarındaki aylık bağlanma oranları yüzde 28-30’lara düşüren, geriye işleyen prim sayısının fazlalığıyla cezalandırılan bir sistemle karşı karşıyayız. 1999 öncesi prim gün sayınız fazlaysa 1800-200 lira maaş alıyorsunuz, 2000-2008 arasında yüzde 45’lere tekabül ediyor. 2008 sonrası gününüz, benim örneğin 10 bine dayandı gün sayım 7 bine 11 bine ulaşan arkadaşlarımız var. Asgari ücret ve biraz üzerinde yatan arkadaşlarımızın her günü onlara ceza oluyor. Her ay 3 lira gibi maaşlarından düşüş oluyor. Böyle bir sistem olabilir. Fazla çalışmış insanların bağlanacak emekli maaşı düşüyor. Böyle bir sistem olabilir mi? 11 prim günü olan insanlar var. Neredeyse ikinci tur olmuş oluyor. Çoğu insan emekli maaşı düşmesin diye sigortasız çalışıyor. Yaş şartı kadar aylık bağlanma oranlarının da düzeltilmesi gerekiyor. Siz kaç kişisiniz? Çalışma, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bu konuyla ilgili soru sorduk bize net bilgi verilmedi ama bizim hesaplamalarımıza göre 1-1,5 milyon kişiyiz. Elimizden geldiğince illerde bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. İstanbul’daki mitingimizde hedef 1 milyondu bunu ikiye katladık. Tüm Türkiye’de her evde mutlaka bir EYT’li var diyebiliriz. İşin siyasi ve ekonomik ve hukuki ayağı var. Meclis’e yıllar önce de gelmiş bu konu. MHP Milletvekili Arzu Erdem getirmişti sanırım. Şu anda Cumhurbaşkanı ve Maliye Bakanının söylemiyle gündemde olmadığı açıklandı. Sizden sorununuzu dinlemek istediler mi?
Cumhurbaşkanımızın özel makamına her gün biz randevu dilekçemizi gönderiyoruz. Bizi bizden dinleyin diyoruz. Çünkü 2018 yılında Grup toplantısında bizi dile getirdi. Orada sayı ve maliyet açısından yanlış bilgilendirildiğini düşünüyoruz. Cumhurbaşkanımıza söylediği gibi bir maliyetin oluşmadığını anlatmak için randevu talebinde bulunuyoruz. Umudumuz var. Çünkü biz Türkiye’nin toplumsal bir sorunuyuz. Herkese kucak açan Cumhurbaşkanımızın bize de kucak açacağını düşünüyoruz. CHP’den 6-7 kanun tekli oldu. İYİ Parti’den geldi. Önceden MHP’den iki tane… 2019’un başında TBMM tatile girmeden önce genel kurula gelen 2 teklif oldu. MHP çekimser kaldı, AK Parti ret oyu kullandı. Yine ortak nokta oluşmadı ve mağduriyetimiz sürüyor. Siz erken emeklilik mi istiyorsunuz? Amaç 38 yaşında emeklilik değil. Bu yaratılmak istenen bir algı. Bana tanınan haklarla emekli olacaktım. Maç oynanırken kural değişmez. Kanun koyucular bunun ileri doğru işletileceğini biliyorlar ama biz bu konuda tek örneğiz. Mağduriyet yaratacak şekilde yasanın geriye işletilmesi bakımından. Barolar Birliği’ne dosyamızı sunmuştuk. Oradan da bir sonuç çıkmadı. Fazilet Partisi de 2002 yılında Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi 2002 yılında “kazanılmış değil beklenen haktır” diyerek hukuki anlamda tüm kapıları kapatıyor. Örgütlü olmayı nasıl görüyorsunuz? 81 ilde 55 temsilci arkadaşlarımız var. Bolu’da aldığımız bazı kararlarımız var. Federasyonlaşma yoluna gittik. Bir ay gibi kısa süreçte bu işimizi tamamlayacağız. 81 ilde örgütlenip bu yapıyı oluşturacağız. Umudunuz var mı? Umut olmazsa mücadeleyi gerçekleştiremezsiniz. Biz yılmadık 6 yıldır bu mücadelenin içindeyiz. Birlikte çok daha güçlüyüz. Eminiz ki bu davanın sonucunu birlikte getireceğiz. Umutsuzluğa yer yok. 1 Mayıs yürüyüşünde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüştünüz ve sohbet ettiniz. Bir talebiniz mi oldu? Aslında randevu talebimiz vardı, görüşecektik kendisiyle orada denk geldi. Randevu tarihini gerçekleştirmek üzere konuştuk. Ankara’da Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, daha önce bize Genel Sağlık Sigortası konusunda destek sözü vermişti. Onu gerçekleştirme adına bunu resmileştirdi. Ekrem İmamoğlu ile de görüşmemizde bu yönde de talebimiz olacak. Bazıları diyor ki belediye başkanı bize ne yapabilir? Görüldüğü üzere sorunlara çare olabiliyorlar. Sadece emekli olamamak değil, işsiz kalmak da sorun değil mi? Aynen. Şu anki en büyük sorunlarımızdan biri çalışan arkadaşlarımızın verimli değilsiniz denilerek kapı dışarı edilmesi. Devlet kurumlarında yaş haddi 35 ama biz 45-50 yaşındayız. İşsiz kalan devlet kapısına da müracaat edemiyor. İşsiz kalmışsın yaştan dolayı kurusa bakmayın denilmiyor. Devlete göre genç, işverene göre yaşlıyız. Arada kalan kesimiz. 28-30 yıl prim ödemişsin. Geçmişe baktığında 20 yılda emekli oldular. Ben de dahil neredeyse ikinci turu tamamlıyoruz. İş ararken de yaşlınız deniyor. Geldiğimiz yaş aralığında 50 yaşına gelmiş insanlarız. 38 yaşta emekliliği savunan topluluk değiliz. En bilinçli, en fazla prim ödeyen topluluğuz. Başka bir şey istemiyoruz. Maliyetin ne kadar tuttuğunu biliyor musunuz? Maliyet hesabı tabii ki var. Bizim çalışmalarımızda 8-10 milyar lirayı buluyor. Bu geçmiş veriler. Maliyet konusu gündeme gelmemeli. Çünkü bizden isteneni fazlaca yerine getirmişiz. Biz devletimize primimizi yatırdık,. Şu anda bize maliyet unsuru olarak yansıtılması doğru değil. Gasbedilen haklarımızın verilmesini, aylık bağlanma oranlarının düzeltilmesini istiyoruz. Şu anda emekli maaşı 1000-1200 lira arasında bağlanıyor. Eşim şubat ayında emekli olacak bağlanacak emekli maaşı 1100 lira görünüyor. Bu insan nasıl geçinecek? EYT sorununu çözmekle bitmiyor. Aylık bağlanma oranlarının değiştirilmesi lazım. Asgari ücretten az maaş bağlanmamalı. Bu da mücadelemizin içinde. Hem geleceğimiz çocuklarımız hem de kendimiz için verilmesi gereken mücadele. Seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sandıktan 3. parti olarak çıktık. Bize ulaşan sonuçlar böyle. Arkadaşlarımızı çok ikaz ettik geçerli olarak oyunuzu kullanın diye. Geçersiz oylar gündeme gelmişti. İnceleme yapan milletvekilleri “Siz EYT’liler etkiniz açısından 3. muhalefet partisi oldunuz” dediler. Seçime yön veren olarak. Çünkü biz tüm toplantılarımızda EYT’lileri anlayan, gören ve bizlere hak verenlerle yol alacağız dedik. Kitlemiz de bunu uyguladı. Sarı kartımızı gösterdik. Sesimizi Cumhurbaşkanımıza duyurma çabamız var. Ortada bir sorun var, çığlık var. Muhalefet partileri mecliste biz onaylayacağız dediler. Arkadaşlarımız gerekeni yaptı. İlerleyen süreçte halen bu şekilde devam ederse biz de mücadelemizi bu anlamda vereceğiz. AK Parti’nin Kızılcahamam toplantısında EYT konusu da gündeme gelmiş. Bu konudan bilginiz var mı? Ekonomi ve EYT. Seçime damgasını vuran iki unsur. Tabi bunun bu haliyle bizlere yansıması da olumlu bir açıklama oldu. En azından bizi anlayabilecek, bizi dinleyebilecek çözüm sürecine girilebilecek diye düşünüyorum. Bize haklarımızı vermeyenleri mavi yakalı EYT’liler de unutmayacak mesajları geliyor. Bunlar nasıl yansıyor? Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız. Biz sorunlarımızın dinlenmesini istiyoruz. Çözüm üretilmesine ihtiyacımız var. Asla umudumuzu yitirmeyeceğiz. Büyük bir birliktelik var. Birlikteliğimiz güçlendikçe sonuca ulaşacağımıza inanıyorum. EYT’nin geldiği 2008 yılından bu yana bu mücadele veriliyor. Cumhurbaşkanımızın bizi gördüğüne inanıyoruz. Çözüm sürecine girdiğimize de inanıyoruz. Seçim pusulalarından mektuplar, EYT’lilerin tepkileri oy zararından çıktı. Sadece EYT yazan geçersiz çok fazla oy çıkmış. Mesaj yerine ulaşıyor mu sizce? Artık sorunlar o kadar boyunu aşmış ki tepkisini bu haliyle gösteriyor. Keşke olmasa ama önüne geçemediğimiz bir durum. Sorunları yaşayanlar EYT’liler. Bundan sonraki yol haritası nasıl olacak? Siyasilerle görüşecek misiniz? Meclis görüşmelerimizi sürdüreceğiz. Dernek tüzüğünü değiştirip, mağduriyet yaratan daha geniş kapsamlı tüzükle mücadelemize devam edeceğiz. Bunun içinde ABO, kıdem tazminatı, staj var. Federasyonlaşmaya gittiğimizde örgütlü yapımızla bütün illerden kararlaştırılan yönetim kurulu sayısı kadar tüm illeri ortak etmek istiyoruz yönetimimize. Herkesin söz hakkı olsun istiyoruz. Alt komisyonlarımızla bu ağımızı, tüm Türkiye’de örgütlü hale getirmiş olacağız. Bir çağrınız var mı? Mücadele etmediğimiz sürece başarı gelmez. Hak verilmez alınır. Mücadelemizi tüm Türkiye olarak göstermeliyiz. Herkes taşın altına koyacak. Toplantılarımız sürecek. Seçimin halen etkileri sürüyor. Sonuç alana kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz diye söz verdik. Birlikte başaracağız.
Kaynak :esolay