KÜRŞAD YILMAZ YAZDI: GÜLSEK Mİ AĞLASAK MI?

 

 

 

 

 

Bir zamanlar, Mason Localarının  kirli  ve gizli yapılanmalarını ve Siyonist yapılanma olduğunu, belgelerle anlatan, kitaplar yazan sonraları bunları benim adıma başkaları yayınlamış diyen ,yani kendi aslınıda inkar edip, üstüne Masonluğunu açıklayan Adnan Oktar, Almanyadaki Yahudi soykırımının nasıl uydurulduğunu anlatan “Soykırım Yalanı” kitabını yazıp daha sonra da “ Soykırım Vahşeti” adlı kitabı yazıp, yine kendi kendini yalanlayan Adnan Oktar :

 

Sultan Abdülhamid Han’a  yönelik küstahça açıklamalarda bulunan Adnan Oktar, sözcü yazarları Yılmaz Özdil ve Emin Çölaşan’la  beraber  Osmanlıya  baş kaldıran azınlıkların ve ittihatçı-mason dönmelerin yaptıkları zulm ve ihanetleri Abdülhamid Han’a mal edecek, onu suçlu gösterecek kadar şarlatanlığa kalkışmışlardır.

 

Bu tip insanların aynı safta buluşmaları, bunların gerçek ayarını ve amacını, yani karanlık ve kiralık yanlarını da açığa çıkarmaktaydı.

 

Yani Mason Adnan Oktar ile Darwinist  ulusalcı Emin Çölaşan  ve  Yılmaz  Özdil  aynı yerlerden besleniyor ve aynı yerlerden ateş ediyorlardı.

 

Oktar Babuna , vicdani bir kampanyayla 180.000 insanımızın kan örneklerini müthiş bir organizasyonla Amerika’ya taşıtan beklide DNA mızla oynattığı iddia edilen, Adnan Oktar.

 

Emniyet güçlerince yapılan aramalar sonucunda,Şantaj kasetleriyle toplumun her kesiminden insanları kendine köle yaptığı iddia edilen  Adnan Oktar.

 

Silahlı suç örgütü,tehdit,şantaj,çocuk istismarı yaptığı iddia edilen, Adnan Oktar.

 

Saraylarından cephanelik ,paha biçilemeyen tarihi eserler,Hristiyanlığın sembolü Haç çıkan

 

Müslüman din alimi, ve dahi müritlerince MEHDİ ilan edilen Adnan Oktar.

 

Kedicikleri hipnozla kullanan müridi yapan,dolarla maaşa bağlayan,Kediciklerin Efendisi Adnan Oktar.

 

Sonuç olarak; gülsek mi ağlasak mı bilemedim, peki ne yapmak gerekir dersek :

 

Yozlaşan ve yoldan çıkan bir kurumun,oluşumun,topluluğun,cemaatin ve dahi Sivil Toplum Örgütlerinin bile kesinlikle imhası değil,vaktinde ISLAHI şarttır.Bunların ıslahı, hayır da yarıştırılması sisteme dahil edilmesi,resmiyet kazandırılması,oto-kontrol altına alınması ,gelir-giderlerinin denetlenmesi, devlet eliyle, şarttır ! Kangrenleşmiş uzuvların ve urların temizlenip ayıklanması dışında ;böylesi oluşumların ve sivil yapılanmaların kökünü kurutmaya çalışmak, yararsızdır.Hem de peşinen başarısızlığa mahkum bir adımdır.

 

 

 

 

CIA tertipli FETÖ darbe girişimi geçde olsa bazılarımızın ve ilgili kurumlarımızın gözlerini açmıştır.Bu ve benzeri yapılanmaların tehdit unsuru olmaması için cemaatlerin tam manada kayıt altına alınması şarttır.Çünkü dönemsel ve günü birlik tedbirlerle bu tip yapılanmalara engel olmak imkansızdır.

 

Mevcut cemaat ve tarikatların ayıklanmasından sonra!!! Islah ve otokontrol altına alınması çalışmaları Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde kurulacak emin ve ehil uzmanlardan oluşacak bir kurumla yapılmalıdır. Diyanet işlerinin de yeniden yapılanmasına, siyaset,ekonomi ve yargı kurumlarından bağımsız ama hepsiyle irtibatlı ve bağlantılı olarak saygınlık kazanmasına vesile olacak, bu yapıların yozlaşmasına,hatta dış güçler tarafından kullanılmasına engel olacaktır.

 

Hem ekonomik,hem psikolojik hem de sosyolojik ve politik bir sömürü çarkına dönüştürülen tarikat ve cemaatlerin mutlaka disiplin altına alınması,mevcut düzenle entegre bir resmiyet kazandırılması ve tabi ciddi,sürekli ve sistemli bir kontrole tabi tutulması kaçınılmaz ve elzemdir.

 

İşte din ve maneviyat simsarlığıyla yapılan vurgun ve soygunun son örneği Adnan Oktar ve cemaatinde yaşanmıştır.

 

Velhasıl cemaatlerin ve tarikatların faaliyetlerinin,programlarının denetlendiği bir sistem mutlaka lazım!!!

 

Asrımızda görev ve yetkileri kötüye kullanmaları suistimal ve istismarları sadece vicdani telkin ve nasihatlarla değil ancak o sahada geliştirilmiş oto kontrol sistemlerle önlemek mümkün ve münasiptir.

 

Böylelikle manevi ve uhrevi hizmet verecek olan ahlaki-dini kuruluşlara resmiyet ve ciddiyet kazandırılmış,toplum hayatında etkili ve yetkili bir konuma çıkarılmış olacaktır.Bu kurumlar artık amacına uygun,manevi hizmet ve meşrepler ahlaklı ve emin,devletine ve milletine sadık insanlar yetiştirecektir.Sahtekarlık ve riyakarlık işe yaramayacak,arsızlar,huysuzlar ve hırsızlar fırsat bulamayacaklardır.

 

 

Yorumlar: 1

Mail adresiniz gösterilmeyecek. Zorunlu aranlar (*)

− 2 = 6