KAPLAN İTTİFAK YASASINI YERDEN YERE VURDU

 

 

CHP Milletvekili Hürriyet önceki gece sabaha kadar süren ittifak yasasıyla ilgili mecliste yaptığı konuşmada; “Bu teklifle birlikte bu hukuksuzluk kanuna bağlanıyor. Yani bundan sonra artık trafoya kimsenin girmesine gerek kalmayacak, bu teklif zaten sizin işinizi görmüş olacak” dedi.

 

 

 

 

İttifak yasası önceki gece sabaha kadar görüşülüp meclisten geçerken, CHP Kocaeli Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu üyesi Fatma Kaplan Hürriyet, hak gasp etmenin, seçimlere hile karıştırmanın, kul hakkı yemenin yasal hale getireceğini söylediği ittifak yasası hakkında konuştu. İttifak yasasının korku duygusundan ötürü meclise getirildiğini ifade eden Hürriyet, ‘Bir taraf “Meclise giremem’ diye, diğer taraf ‘Tek başıma yüzde 51’i alamam’ diye korkuyor ve bu korkuyla birlikte, kendi lehinize tedbir almaya çalışıyorsunuz” dedi.

SANDALYE HIRSIZLIĞININ ÖNÜNÜ AÇACAK

Mecliste konuşmasına devam eden Kocaeli Milletvekili Hürriyet, kanun teklifinin gerekçesinde yazılanların beylik laflarla doldurulduğunu ancak bu laflara teklifi verenlerin dahi inanmadığını belirterek, “Mesela, ‘Özgürlükçü ve çoğulcu demokratik rejimler özgür, eşit, serbest ve dürüst şekilde yapılan seçimlere dayanmaktadır. Demokratik yönetimin temeli olan serbest seçim hakkı her türlü etkiden uzak, hür iradeyle kullanılan oylarla bir anlam ve değer taşır’ demişsiniz. Gerçekten bu değerlere inanıyorsanız nasıl böyle bir teklif getiriyorsunuz, milletin önüne böyle bir teklifi nasıl koyuyorsunuz, gerçekten inanması bizim için güç. Hem serbest seçim hakkından, hür irade ve çoğulcu demokratik rejimden bahsediyorsunuz hem de ‘Fazladan nasıl sandalye kazanırım, oy almadan nasıl milletvekili çıkarırım, nasıl milletin hakkını yerim?’ onu düşünüyorsunuz. Bu teklifi bütünüyle baktığımızda, iki ayrı alanda kaygılarımızı artıran düzenlemeler var. Birisi sandalye hırsızlığının önünü açacak olan seçim ittifakı; diğeri de seçim güvenliğinden çok, ittifak yapan partilerin güvenliğini sağlayan ama seçimleri şaibeli hâle getirecek olan düzenlemeler var. Her ikisinde de ne yazık ki demokrasiye, çoğulculuğa, adalete, hukuka, şeffaflığa, adil temsiliyete ve seçim güvenliğine ciddi yaralar açacak ve telafisi mümkün olmayan düzenlemeler yer alıyor” dedi.

BARAJI KALDIRMAYI DÜŞÜNMEDİLER BİLE

Konuşmasına devam eden Milletvekili Hürriyet, “Bu teklif “ittifaklar” adı altında, aslında bal gibi ihale şartnamesine benzeyen bir yapı ya da asıl adı “koalisyon” olan sistemle siyaseti kilitleyecek, demokrasi ve çoğulculuğu yok edecek, seçime ilişkin hükümlerle de seçim sonuçlarını güvensiz hâle getirecek. Bu teklifle birlikte Türkiye’nin geleceği kurgulanmakta, mühürsüz referandumla kurulan tek adam rejimini tahkim etme ve milleti tek tipleştirme hedeflenmektedir bu teklifi getirenler tarafından. Bundan üç yıl öncesinde birbirlerine siyaset alanından söven, edepsizce yakıştırmalarda bulunan iki parti şimdi çıkarları doğrultusunda birbirleriyle çok da güzel uyuştu. Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop daha yasalaşmayan bir ittifak bu görünümlü bu koalisyonun beş yıl süreli olacağını söyledi. Siyasette neyin ne zaman ne olacağı hiç belli olmaz. Üç yıl önce birbirlerine küfürler yağdırırken tutup da şimdi çıkarlar doğrultusunda ‘Bu ittifak beş yıl sürecek’ demek bize göre abesle iştigaldir. Bu teklifle diğer partilerin siyaset yapma hakkı barajla kapatılıyor. Kendileri için siyaset yapma hakkıysa ittifakla birlikte açılmış oluyor. Bunu yapanlar barajın üzerine merdiven dayayarak barajı uzun atlamayla atlamış oluyor. ‘Gelin, biz barajı kaldıralım, vatandaşların gönül verdiği tüm partiler Mecliste olsun’ dediğimizdeyse, ‘Olur mu öyle şey?’ deniyor.

KUL HAKKI NEREDE?

Baraj sisteminin adaletsizliğinden bahsederek konuşmasına devam eden Milletvekili Hürriyet, “Milletin bekası’ diye diye sadece iki partinin bekası güvenceye alınıyor. Yüzde 2, yüzde 3, yüzde 5 alan parti oy oranı kendisinden nispeten daha fazla olan partiyle ittifak kurduğunda yani başka partinin kuyruğuna takıldığında Mecliste temsil edilecek, almadığı oyu almış sayılacak. Ama yüzde 9,9 alan bir parti sırf tek başına girdiği ve ‘Hodri meydan, ben tek başıma bu seçime giriyorum’ deme cesaretini göstererek, ittifak yapmadığı için Meclise giremeyecek. Kendisine oy veren milyonlarca vatandaşın temsiliyetini Mecliste sağlayamamış olacak. Peki, nerede temsilde adalet? Nerede hak? Nerede hukuk? Nerede vicdan? Nerede kul hakkı? Hani hep Müslümanlıktan bahsediyoruz ya. İşte, buyurun size kul hakkı. Yeterli oy alınmadığı hâlde alınmış gibi gösterilerek milletvekili çıkarılacak bu sistemle birlikte ne yazık ki. Peygamberimizin söylediği gibi, ‘Hak edilerek kazanılan bir şey haksız olarak kazanılan çok şeyden üstündür’”  dedi.

ARTIK TRAFOYA KİMSENİN GİRMESİNE GEREK KALMAYACAK

Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet, mühürsüz oyların 16 Nisan referandumunun bir hilesi olarak devam ettiğini ve bu teklifle hilenin yasalaştığını da dile getirerek, “Mühürsüz oyların geçerli olması, sandıkların taşınması, seçmenlerin rastgele birbirinden ayrıştırılması, seyyar seçim sandığı oluşturulması, baraj şantajı gibi birbirini aratmayan garabet düzenlemeler bulunuyor bu teklifte. Her seçim döneminde illa bir yerlerde hep trafoya kedi girerdi, elektrikler kesilir, bir anda seçim sonuçları değişir, şaibeli açıklamalar yapılırdı. 16 Nisan Referandumunda bu sefer trafoya kedi değil YSK girmişti ne yazık ki; bunu da hep bas bas söylemiştik. Kanun maddesi çok açık olmasına rağmen, mühürsüz oyları geçerli saymıştı 16 Nisan Referandumunda YSK. Şimdi, bu teklifle birlikte bu hukuksuzluk kanuna bağlanıyor yani bundan sonra artık trafoya kimsenin girmesine gerek kalmayacak, bu teklif zaten sizin işinizi görmüş olacak. Ülkemizde yumurtalara bile mühür vurulur ve mühürsüz bir yumurta ceza sebebi sayılırken, milletin iradesini temsil eden oyları mühürsüz olsa da kabul etmek, ‘Milletin iradesinin bir yumurta kadar değeri yok’ demek oluyor”

MAFYA SALTANATI

Yasa teklifi ile birlikte getirilen maddelere dikkat çeken Milletvekili Hürriyet, “Aynı binada oturan vatandaşlara farklı yerlerde oy kullandırılması, Cumhurbaşkanının memuru valilerin seçimlere karışması, engelli ve hasta seçmenlerin durumlarını istismar edecek şekilde sandıkların seyyar hâle getirilmesi, kolluk kuvvetlerinin sandık alanına müdahale etmesi, hukuksuzlukların yasal zırha büründürülmesidir. Seyyar seçim değil, temiz, şaibesiz, vicdanlara uygun bir seçime ihtiyacımız var. Hilenin önünü açmak, sandalye hırsızlığını yasalaştırmak, siyasi yankesicilik yapmak, sandık güvenliğini hiçe saymak, halkın ve siyasi partilerin denetimini ortadan kaldırmak, bunu da devletin gücünü alet ederek yapmak namussuzlukların yolunu açacaktır. Adaletin gözleri adil olsun diye bağlıdır, namussuzlara göz yumsun diye değil. Adaleti çıkarınız için kullanırsanız, bumerang gibidir ve gün gelir onu kullananı vurur ve eninde sonunda sizleri de vuracak. Bu teklif sandıkla gelen AKP’nin sandıkla gitmek istemeyişinin yani saltanatını sürdürmek isteyişinin ifadesidir. Ben buna mafya saltanatı diyorum. Bunu yaparken de her konuşmacı aynı şeyi söylüyor, ‘15 Temmuz 15 Temmuz 15 Temmuz’ Bu teklifi açıklarken sürekli olarak 15 Temmuz’u kullanıyorsunuz ama aslında siz 15 Temmuz’u bu teklifle birlikte istismar ediyorsunuz” dedi.

 

HİLENİN ETRAFINDA İTTİFAK OLMAZ

12 Eylül darbeleriyle mücadeleyi propaganda aracı olarak kullanıldığını da ifade eden Hürriyet, “‘12 Eylül darbe yasalarıyla mücadele edeceğiz’ diye geldiniz, propaganda yaptınız, oy aldınız; şimdi, bu darbe yasalarına kocaman bir kucak açıyorsunuz. Bu ittifak, halkın gerçek sorunlarına dair de hiçbir çözüm üretmiyor. Aslında, Türkiye Büyük Millet Meclisi temenni yeri değildir, çözüm yeridir. Burada bunların konuşulması lazım, halkın gerçek ihtiyaçlarının konuşulması lazım ama bu teklife baktığımızda, halkın gerçek ihtiyaçları değil, iki partinin çıkarlarını konuşuyoruz. Bütün inandığımız değerlerin, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün altına dinamit koyuyorsunuz. ‘Tilkinin bağladığı çakalın kurtardığı aslandan kral olmazmış’ Sizin de bu yaptığınız tekliften ne yazık ki bu ülkeye hayır gelmeyecek. Yanlışın, yalanın, haksızlığın, hilenin, oy hırsızlığının etrafında asla ve asla ittifak olmaz. Yarın öbür gün büyük krizler yaşamamak için bu teklife “hayır” demek lazım diyorum.

Yorumlar: 0

Mail adresiniz gösterilmeyecek. Zorunlu aranlar (*)