BAŞKAN ÇAVDAR CHP VE İYİ PATİYE ZOR SORULAR SORDU!

MHP Gölcük İlçe Başkanı Derya Çavdar Gündemi değerlendirdi

Kılıçdaroğlu geçtiğimiz gün tele 1 kanalında konuk oldu. Her zaman yalan söyler önermesinin kanıtlandığı son mecralardan birisi olarak Enver Aysever’in konuğu olduğu programda MHP Lideri Devlet Bahçeli için “Ben ona başbakan ol dediğim zaman Sayın Bahçeli neden olmadı? Hala onun yanıtını almış değilim” diyor.

Oysa Sayın Bahçeli, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra güçlü bir ihtimal olarak ortaya çıkan koalisyon atmosferinde “HDP’nin içinde yer alacağı veya destek vereceği her formül bizim dışımızdadır ve gündemimizde değildir” açıklamasını yapmıştı.

Kılıçtaroğlu’nun yalancılık yapmaya devam ettiği söyleşisinde konuyu Süleyman Şah Türbesi’nin Türkiye’ye taşınması olayına getirerek “Süleyman Şah Türbesi’ni kaçıran adamdan milliyetçi mi olur? Bunlar şimdi bizi eleştiriyorlar. AKP ve MHP’yi kast ediyorum. Devlet Bey’in demesi lazım, kardeşim sen buradan, kendi vatan toprağından bayrağı nasıl indirdin?” sözlerini kullanıyor.

Sayın Bahçeli Süleyman Şah Türbesi’nin Türkiye’ye getirilmesi operasyonuna en sert itirazı yapan siyasi lider değil miydi? Hafızamız ve arşivler mi yalan söylüyor yoksa Kemal Kılıçdaroğlu mu?

Süleyman Şah Türbesi’nin Türkiye’ye getirilmesi operasyonundan dolayı dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in MHP Lideri’nden işittiği sözler herhalde bir askerin ömrü hayatında duyabileceği en ağır ifadelerdi. Sayın Bahçeli, operasyonun ardındaki ‘stratejik akıl’ olan Ahmet Davutoğlu’nu da “Başbakan ceketi çıkarmış masanın üzerinde haritalarla beraber muzaffer fotoğrafları çekilmiştir. Davutoğlu bu rezillikle övünmektedir. Ne hakla kime sorup vatandan vazgeçtiniz. Demek ki vatanı değersiz görüyorsunuz” sözleriyle eleştirmedi mi?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Süleyman Şah Türbesi’ni kaçıran adamdan milliyetçi mi olur?” sözünün siyasi muhatabı  olan Ahmet Davutoğlu bugün onun ittifak ortağı ve 6’lı masa arkadaşı değil midir? Davutoğlu’na “Süleyman Şah Türbesi’ni kaçıran adamdan milliyetçi mi olur?” sorusunu sormuş mu bilmiyoruz. Ancak milliyetçiliğini eleştirdiği AK Parti ve MHP Türkiye düşmanı terör örgütlerini içrede ve dışarıda imha eden Cumhur İttifakının iki ortağıdır.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun yalan rüzgarı yaratan her cümlesi ayrı bir tekzip metnine ihtiyaç duyuyor. Mesela yine diyor ki: “Suriye tezkeresine CHP hayır dedi diye bize kızıyorlar. Yabancı askerlerin Türkiye’ye davet edilmesi konusunda madde var orada. Terörle mücadele için sen hangi yabancı askeri Türkiye’ye davet edeceksin?”

Oysa Kılıçdaroğlu PKK ve HDP’nin “Tezkereye hayır deyin” çağrısına boyun eğerek hayır oyu vermesi sebebiyle HDP’den teşekkür bile almıştı. Demek Kemal Kılıçdaroğlu’nun süper mantığına göre terör örgütünün partisi HDP de Türkiye topraklarına hiçbir yabancı asker girmesin diye tezkereye hayır oyu vermiştir. Buna sadece kargalar değil, tüm canlı alemi güler.

“Topraklarımıza yabancı asker girmesin diye tezkereye hayır oyu verdik” cümlesini yüzü kızarmadan kurabilen Kemal Kılıçdaroğlu noktası virgülüne kadar aynı olan tezkereye geçmiş yıllarda iki defa evet vermemiş miydi?

Peki ABD ve NATO’nun emperyalist planlarına karşı çıkan bir lider “NATO’nun Türkiye’ye demokrasi için müdahale etmesi gerekiyor” diyen Kadir Gökmen Öğüt gibi isimleri partisinde meclis üyesi olarak tutar mı?

Kılıçdaroğlu’nun yabancı asker hassasiyetinde terör örgütü PKK/PYD’ye karşı Türk askeriyle omuz omuza çarpışan Özgür Suriye Ordusu vardır. HDP’ye yaranmak için terörle mücadele tezkeresine hayır oyu verdi, şimdi onu sahte vatanseverlik pozlarıyla kamuoyuna satmaya çalışıyor.

 

Peki ya İp?

 

CHP’nin HDP ye bakanlık verilebilir açıklaması aslında kamuoyunda tartışılması ve normalleştirme çalışmasıdır.İyi polis -kötü polis dizisidir.Masada bir sandalye daha istemezük diyen İP, HDP nin masanın altında olmasına hiç ses çıkartmamıştır.

İttifak ismini “Millet” olarak seçen muhalefet cephesi, Cumhurbaşkanı adaylarının kim olacağı sorusunu önce millete değil  terörizmin partisine sorma mecburiyetindedir. Muhalefetin muhtemel Cumhurbaşkanı adayının ayrılıkçı, bölücü, kan siyaseti yürüten ve bu nedenlerle hukuken kapatılması gündemde olan bir parti tarafından şekillendirilmesi aslında Millet İttifakının nasıl bir meşruiyet problemi içerisinde olduğunu gösteriyor.

Böylesine vizyonsuz bir muhalefet bulmuşken onu parmağında oynatan HDP adeta haremine cariye seçen sultan pervasızlığıyla Millet İttifakının aday adaylarını “Bu olsun, şu olmasın” diyerek eleyebilme gücündedir. Yarın bir gün kapısına kilit vurulması mukadder olan bu bölücü şebekeyi Türkiye muhalefetinin kilit partisi haline getirenler bu işin müsebbibidir.

Mansur Yavaş’ın bu yapı tarafından üzerinin çizilmesinden sonra adaylık heveslerine veda etmek zorunda kalan isim İP Genel Başkanı Meral Akşenerdir. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan katıldığı bir Youtube programında Meral Akşener’in Cumhurbaşkanlığı adaylığına sıcak bakmadıklarını ifade ederek onun demokrat, bağımsız, özgürlükçü bir siyasetçi olmadığını dile getirdi. Meral Hanım’ın ‘topuklu efe’ imajına bir göndermede bulunarak Akşener’in kadınları temsil etme noktasında yetersiz kaldığını ifade etti.

Meral Akşener’in tüm liderlik imajını ve siyasi iddiasını ayaklar altına alan bu ağır sözler hayatın normal akışı içerisinde açık bir savaş ilanıdır. Aslında HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Akşener’in siyasi hayallerini paçavraya çevirerek ona karşı büyük bir vefasızlık örneği de sergilemiştir. Çünkü Türkiye siyasi tarihinde kendisini milliyetçi olarak adlandıran hiçbir siyasi lider bölücüler adına “Kürt siyasi hareketinin temsilcisi” tabirini kullanmamıştı. Bölücübaşının heykelini dikeceklerini söyleyen bir terör sabıkalısıyla kahvaltı sofrasında buluşma hayali taşıyan bir milliyetçi lider bu topraklarda hiç görülmemişti. Kendisini milliyetçi olarak adlandıran hiçbir siyasi lider kendilerini Türk milletini ve vatanını parçalamaya adamış bir oluşuma “meşruluk” hüviyeti hediye etmemişti.

HDP kendisini hiç de hak etmediği mertebelere çıkaran, kanlı ve kirli siyasetini meşru gören, tutuklu eş başkanının serbest bırakılmasını isteyen milliyetçi görünümlü bir genel başkanı el üstünde tutmak yerine ona en büyük tokadı atan olmuştur. Meral Akşener’in siyasi geleceğine dair yatırım planları bölücü bir eş başkanın iki dudağının arasından çıkan sözlerle tarumar olmuştur. Bu zamana kadar HDP’nin “Bizim sayemizde milletvekili seçildiniz” gibi kışkırtıcı ifadelerine, parti sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu’na “Yavuz it” deme boyutlarına varan hakaretlerine sessiz kalmanın karşılığı bu olmuştur.

 

Şimdi birileri çıkıp aynı masada olmayız diyor.

İP’ten istifa eden paşalar,siyasilerin hepsi partinin fetö-pkk -hdp ile olan yakınlığından şikayet edip gittiler. HDP kızdı diye görevinden alınan vekiller de var.

 

Söylenen başka ,yapılan başkadır.

HDP masadadır.6+HDP li masa eğer bir karar verip aday çıkartabilirse 2023 de gereken cevabı milletimiz verecektir.

Yorumlar: 0

Mail adresiniz gösterilmeyecek. Zorunlu aranlar (*)