İşte Bergen’in Hayatı!

Müzik dünyasında bir döneme damgasını vuran  Bergen’in hayat hikayesi sinemaya uyarlandı. Filmde Bergen karakterine oyuncu Farah Zeynep Abdullah’ın hayat verdi. Mehmet Binay ve M. Caner Alper’in yönettiği “Bergen” filmi bugün vizyona giriyor. Filmin galası önceki akşam Uniq İstanbul’da yapıldı.

Hepimizin hikayesini aslında bildiği Bergen’in, filminin tanıtımının ardından acıların kadını Bergen’in hayat hikayesi bir hayli fazla merak edildi.

Peki Bergen kimdi?

Bergen neden öldü?

Sadece 30 yıl yaşadığı bu dünyaya neler sığdırdı?

İşte biz Bergen’in hayat hikayesi ve tüm sizler için derledik. İyi Seyirler…

Asıl adı Belgin Sarılmışer olan Bergen,  1960 yılında Mersin’de dünyaya geldi. 6 yaşındayken, annesi Sebahat Çakır ile babasının boşanır ve  1966’da annesiyle Ankara’ya yerleşir Bergen.  İlkokulu’ndan sonra Ankara Devlet Konservatuarı Piyano bölümünü girdi ama maddi sıkıntılar nedeniyle ayrılıp yaşını büyülterek bir süre PTT’de çalışmaya başlar. 1977 yılında eğlenmek için gittiği gece kulübünde arkadaşlarının ısrarıyla sahneye çıkarak ‘Batsın Bu Dünya’yı söyler ve kulübün sahibinden teklif alır ve böylece Bergen’in sanat hayatı başlar.

Gece Kulübü’nde bir süre sahne alır.  Daha sonra  gelen bir teklifi değerlendirerek Adana’ya  gitmeye karar verir.

Hayatını değiştirecek kararı verir ve başına gelecek acımasız hikayesi aslında Adana’da başlayacaktır.

Adana’da çalıştığı yerde Halis Serbest ile tanışır. Anlatılanlara göre  Halis Serbest her gece şarkıcıya çiçekler gönderiyor ve her gece Bergen’in çalıştığı pavyona gidip en ön masadan şarkıcıyı seyrediyordu. Hiç bıkmadan usanmadan her akşam çiçekler gönderdiği Bergen, bir gece
kafasına attı çiçekleri Halis’in. Bilmiyordu ki hayatının kâbusu ve büyük aşkı olacaktı o adam Bergen’in.

Halis Serbest’in ısrarı ve inadı hiç bitmedi. Ve evlendiler..

Fakat halis evliydi, Bergen Halis’in evli olduğunu öğrenince yani evli olduğu ortaya çıkınca Bergen ilişkiyi bitirdi.

1988 yılında Bergen olanları şöyle anlattı:

“Ben sahneyi çok seven, açıkçası sanatına âşık bir kişiydim. O ise kıskanç bir insandı. İlk başlarda bana hissettirmemeye çalıştı. Ama sonra ortaya çıktı, ilk dayağımı o zaman yedim. Beni sahneden aldı ve bir eve kapattı.”

Sözleriyle hatırlanmaya devam ediyor.

Sonra mı ne oldu? Kaçtı, defalarca kaçtı. Mersin’e, İzmir’e…

Bir gün bir telefon aldı. Ankara’daki evi yanmıştı. Gittiğinde orada  Halis vardı.

Yine barıştılar.

9 Ocak 1982’de evleniyorlar.  İlk günleri güzel geçen hayatında Halis yine eski hayatına dönmüş,  Bergen ise yine evinin kadını olmuştu. Ama ona göre değildi evde olmak, o sanatını yapmak istiyordu.

O istedikçe de sıra kavgalar, dayaklar bitmiyordu. Yine bıraktı Halis’i. İzmir’e kaçtı.  Sahneye çıktı yeniden.

 

Ekim 1982’de İzmir’deydi, mutluydu. Sevdiği işi yapıyordu. Ama mutluluğu uzun sürmedi. İzmir’de çalışırken kocasının azmettirici tarafından yüzüne kezzap atıldı. Bütün gazetelerin manşetindeydi.  Bir kadın gözler önünde kezzapla yakılmıştı.

Azmettiricisi tarafından, elindeki kovayı Bergen’e doğru savurdu. O kovada kezzap vardı.

Bu saldırıda tek gözünü kaybeden ve vücudun büyük bir kısmı yanan Bergen,  tedavi edildi.

Tek gözünü kaybeden ve vücudunda yanıkları olan Bergen, yine ikna edilerek sahnelere geri döndü.

Bütün gazeteler Bergen’in dramatik hikâyesini yazarken Halis hapise, Bergen İstanbul sahnelerinde hızla yükseliyordu.

Şöhreti artık Türkiye sınırlarını aşmıştı. Yurt içi, yurtdışı turnelerine çıkıyordu.  Bülent Ersoy’la, aynı sahnede söylüyordu.

Hayatı değişiyor, başarı merdivenlerini koşarak çıkıyordu. Fakat tek değişmeyen şey vardı. O da Halis tutkusu!

Bergen, Halis’i ziyarete gidiyor, hatta para götürüyordu.

Yine barıştılar…

Aslında her şey yine olması gerektiği gibi işliyordu. Yapamıyorlardı, çünkü birbirleri için uygun kişiler değillerdi.

Nisan 1989’da resmen boşandı  Bergen. Haziran 1989’da sahnelere dönüşünü, hayattayken ki son albümü olan ‘Yıllar Affetmez’ ile yaptı. Yoğun bir ilgiyle ve taleple  ilgi gören  albümün tanıtım turnelerine başladı.

14 Ağustos 1989’u 15 Ağustos’a bağlayan gece  Tek bir el silah sesi duyuldu.

Boşandığı Halis tarafından kurşunlanarak öldürüldü. Sanatçının cenazesi memleketi Mersin’de defnedildi.

Kezzap olayında 12 yıl ceza alan Halis Serbest Bergen’i öldürdükten sonra sadece 7 ay hapiste kaldı.

Tüm cümleler, kelimeler yetersiz aslında. Ne kadar anlatılsa da eksik kalacak türden bir hayat hikayesi, keş kelerle dolu.

 

 

Yorumlar: 0

Mail adresiniz gösterilmeyecek. Zorunlu aranlar (*)