100 YIL OLMASI BEKLENMİYOR

Türk Ocakları Kocaeli Şubesi Başkanı Yücel Alpay Demir ve Ocak yöneticilerinin ev sahipliğinde gerçekleşen konferansta Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Kurtuluş konuşmacı olarak katıldı. Kurtuluş, deprem ve yer olayları hakkında önemli bilgiler paylaştı.

Türk Ocakları Kocaeli Şubesi Başkanı Yücel Alpay Demir ve Ocak yöneticilerinin ev sahipliğinde gerçekleşen konferansta Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Kurtuluş konuşmacı olarak katıldı. Kurtuluş, deprem ve yer olayları hakkında önemli bilgiler paylaştı. Programa misafir olarak katılan KOÜ Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tekin Yeken, Azerbaycan Cumhuriyeti İlimler Akademisi Jeoloji-Jeofizik Enstitüsünden Prof. Dr. İbrahim Safarov ve Jeofizik Yüksek Mühendisi Turan İmamalili katılarak program sonunda bilgi ve tecrübelerini aktardılar. Prof.Dr. Cengiz Kurtuluş açıklamalarına, İzmit ve Gölcük’te önümüzdeki 100 yılda büyük deprem olma ihtimali düşük bir ihtimaldir diyerek başladı.

GEÇMİŞTEKİ BÜYÜK DEPREMLERDEN BAHSETTİ

Kurtuluş, açıklamalarının devamında, “1200 km uzunluğunda olan Kuzey Anadolu Fay Zonu; Karlıova’dan başlayıp, Erzincan, Tokat, Bolu ve Kocaeli’den geçip Marmara denizi’ne girmekte, ve oradan da, yine aktif bir fay hattı olan Çınarcık’ın kuzeyine doğru Adalar fayı ile devam edip, Orta Marmara Fayı ile batıya uzanarak Ganos Fayı ile Ege denizine açılmaktadır. Bu fay hattı üzerinde Erzincan’da1939 yılında büyüklüğü 7.9 olan bir deprem olmuş ve bu segmentte depolanmış olan enerji batiıdaki segmente aktarılmıştır. Aktarılan bu enerji ile; 1942’de 7.0 Niksar depremi, daha sonra 1943’de 7.2 Tosya-Ladik depremi meydana gelmiştir. Aynı fay segmentinde biriken enerji 1944 yılında 7.2 Bolu-Gerede depremini tetiklemiştir. Enerji batıya göç ederek 1957’de 7.1 Bolu-Abant deprem oluşumuna neden olmuştur.

 2127’DE 7.0 ŞİDDETİNİN ÜZERİNDE DEPREM OLABİLİR

Enerji göçü 1967’deki 7.2 Adapazarı depremi le devam ederek uzun bir sakinlik dönemi sonunda enerjinin İzmit bölgesinde birikmesi nedeniyle ile 17 Ağustos 1999 Gölcük de 7.4 büyüklüğünde bir deprem olmuştur. Kuzey Anadolu Fayı ve üzerinde oluşan büyük depremler her seferinde kırılan segmentte oluşan enerji, segmentin doğu ucu rahatladığından, batı ucunda birikmekte ve o bölgeleri sıkıştırmakta enerjinin batıya doğru kaydığı görülmektedir. Gölcük’te 1999 yılında oluşan deprem buradaki fay segmentinde enerji boşalmasına neden olmuştur. Bu segmentte 1509, 1766 ve 1894 yıllarında 7.0 den büyüklük depremler olmuştur. Bu depremler arasında sırasıyla 128 ve 257 yıllık tekrarlanma periyotları bulunmaktadır. Burada oluşacak en yakın deprem tarihi 1999 yılı üzerine 128 yıl eklenerek 2127 yılı elde edilir. Yani –aynı büyüklükteki- bir depremin aynı merkezde tekrarlanma riski İzmit-Gölcük için çok düşük olup, % 0.05 (binde 5) olarak hesaplanmaktadır.

“KOCAELİ’DE YAKLAŞIK 2127 YILINA KADAR BİR DEPREM BEKLENMEMEKTEDİR”

Batı Marmara kolu üzerinde büyüklüğü 7.0 olan depremler 797, 1063, 1343, 1569 ve 1766 yıllarında olmuş olup, aralarındaki oluş periyotlar sırasıyla 266, 280, 226 ve 454 yıldır. Bu periyotlar baz alınarak bu kol üzerinde bundan sonra oluşacak depremin 2032 yılında olması düşünülür. Marmara’nın batı kısmında yer alan Ganos fayı üzerinde 1912 yılında büyüklüğü 7.0 dan fazla olan bir deprem olmuş ve bu kolda stres boşalmıştır. Bu kol üzerinde en düşük deprem tekrarlama periyodu 253 yıldır. Buna göre bu kol üzerinde tahminen 1912+253= 2165 yılına kadar bir deprem olmayacaktır. Burada tahmin edilen deprem olasılığı 2017 yılına kadar %0.02 (binde 2) dir bu bağlamda Kocaeli’de yaklaşık 2127 yılına kadar bir deprem beklenmemektedir. Ancak olabilecek depremlerin merkez üssü Kocaeli’de olmasa dahi aynı fay segmentinde olması sonucunda bundan etkilenecektir. Özellikle kıyı yerleşim alanlarındaki sıvılaşma özelliğindeki zeminlerin, tutturulmamış alüvyon dolgu zeminlerin olduğu bölgelerde önemli yapı hasarları olabilir. Bu anlamda, Marmara bölgesindeki deprem riskinin devam ettiğini bilerek yapı denetimlerinin ve yapı-zemin ilişkisinin deprem yönetmeliğine uygun olması gerekir” dedi.

Yorumlar: 0

Mail adresiniz gösterilmeyecek. Zorunlu aranlar (*)

57 − = 51