TRAVMA ve TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU
TRAVMA ve TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU
Üst üste gelen doğal felaketler, kazalar, hain saldırılardan sonra Ülke olarak zor bir dönemden geçmekteyiz.Dünya’nın en güzel coğrafyalarından birinde yaşıyor olmamız, konumumuzun askeri ve siyasi stratejik öneme sahip bir bölgede olması, ayrıca fay hatları üzerinde bulunmamız toplumumuzun travmaya maruz kalma oranını artırmaktadır.Yaşadığımız bölgede 1999 Gölcük depreminin yarattığı travma izleri 20 yıldan fazla geçmesine rağmen devam etmektedir.Travma sonrası stres bozukluğu ve travmanın tetiklediği diğer psikopatolojik vakaların fazlalığı bölgemiz uzmanlarınca çokça tez konularında geçmektedir.Bu metinde değerli okuyuculara travma hakkında bilgiler verilmekte ve ortaya çıkabilecek tepkilerin normal ve anormal olma durumlarının açıklaması yer almaktadır.Bu bilgiler ışığında bireylere bir uzmana başvurup başvurmaması konusunda farkındalık artırılması amaçlanmıştır.
Travma nedir?
Kişinin kendisinin ya da başkalarının fiziksel bütünlüğünü tehdit eden, ölüm ya da yaralanmaya neden olabilecek olay(lar) yaşaması veya başkalarının bu tür yaşantılarına tanık olması “travma” olarak tanımlanabilir. Doğal afetler, kazalar, savaşlar, işkence, tecavüz ve terörizm gibi olaylar travmatik yaşantılara örnek olarak verilebilir. Travmatik deneyim(ler) yaşayan kişi korku, dehşet ve çaresizlik hisseder. Travmalar kişinin kendisi, başkaları ve dünyayla ilgili düşünce ve duygularını olumsuz biçimde etkiler. Özellikle kişinin “kendini güvende hissetme” duygusunu ve dünyanın adil bir dünya olduğuna dair inançlarını zedeler. Travmatik olaylara maruz kalmış kişilerde fiziksel yaralanma olmasa bile, duygusal sorunlar ortaya çıkabilir. Bu tepkiler “anormal” bir duruma verilen “normal” tepkilerdir.
Deprem, sel, yangın, kaza gibi doğal bir afette çocuklar ve aileleri, depremin yol açtığı yoğun korkuların yanı sıra farklı türden kayıplar yaşarlar. Evlerini, eşyalarını, sevdiklerini ve alıştıkları düzenli yaşam tarzlarını kaybedebilirler. İnsan için her önemli kayıp bir travmadır ve üzüntü, öfke, suçluluk, pişmanlık gibi bir dizi duyguya yol açar. Bunlar normaldir ve başlangıçta acı verici olmasına rağmen sağlıklıdır. Kaybedilen kişi, çocuk ya da gencin yaşamında ne denli önemli ise tepkiler de o denli yoğun olabilir.
Travmadan sonra ortaya çıkabilecek tepkiler:
Travmatik bir olaydan sonra kişi;
- Şok, panik, korku, öfke, çaresizlik, umutsuzluk, suçluluk, üzüntü gibi duygular hissedebilir ya da hiç birşey hissetmeden donup kalabilir.
- Travmatik olayla ilgili anıları istemeden hatırlayabilir, olayla ilgili rüya ve kabuslar görebilir.
- Kafa karışıklığı, unutkanlık, dikkat dağınıklığı, kararsızlık yaşayabilir.
- Yaşadığı acı verici deneyimi hatırlatan yerlerden, kişilerden ve konuşmalardan uzak durmaya çalışabilir.
- Uyku problemleri, huzursuzluk ve öfke patlamaları, dikkatini toplamakta güçlük, unutkanlık tedirginlik yaşayabilir ve aşırı irkilme tepkileri gösterebilir.
- Nefes almakta güçlük, kalp atışlarında düzensizlik, bulantı, iştah artması ya da azalması, aşırı terleme gibi fiziksel sorunlarla karşılaşabilir.
Travmatik olay(lar) yaşayan bir çok insan yukarıda belirtilen tepkileri gösterebilirler. Ancak aynı olaya herkesin aynı tepkiyi vermeyeceğini ve yaşanan problemlerin şiddetinin ve süresinin kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekir. Tüm bu rahatsızlıkların ağır bir travmadan sonra ortaya çıkması normal bir durumdur. Ancak bu belirtilerin, belirli bir süre sonra azalarak kaybolması beklenir. Eğer bu belirtiler bir aydan uzun sürerse “Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)” adı verilir. Eğer siz de geçirdiğiniz travmatik deneyimden bir ay sonra hala yukarıda belirtilen tepkileri yaşıyorsanız ve iş, sosyal ve özel yaşamınızı olumsuz yönde etkileniyorsa bir uzmana baş vurmaktan çekinmeyiniz.
Kaynakça:
- Herbert, C. (1999). “Deprem Sonrası Ortaya Çıkan Psikolojik Tepkiler ve Kendi Kendine Yardım Yöntemleri.” (Türkçesi: Doç Dr. Mehmet Z. Sungur), Özel Baskı.
- Türk psikologlar Derneği Deprem Özel Çalışma Grubu. “Depremin Psikolojik Sonuçlarını Tanıma ve Hafifletme.” Ankara :Türk Psikologlar Derneği.