21 YILDIR KAYBOLAN EVLADINI ARAYAN BİR ANNE DÜŞÜNÜN!
Annelik kadınlara verilmiş olan en güzel hediyelerden birisi. Öyle büyük ve tarifsiz bir sevgi ki evlat, kaybedildiğinde de dünyanın en büyük acısıdır kuşkusuz evlat acısı. Şimdi bir anneyi kaleme alacağım, acısı gökyüzü kadar uçsuz bucaksız bir anneyi anlatmaya çalışacağım size, adı Nilgün Karamert.
Nilgün hanım, 21 yıl önce yaşadığımız o büyük deprem felaketinde kaybetti kızını Gözde’sini. Gözde ölmedi yaşıyor! Enkazdan çıktı!
Fakat kayboldu veya çalındı Gözde!
Ölüm bir teslimiyet biz insanoğlu için, çünkü Allah’tan geldiğimizi biliyor ve o büyük acılarımızda yine Allah’a sığınıyoruz.
Ama kayıp! İşte o başka bir şey…
Yarın Anıtpark’ta bir kitap tanıtımı yapılacak. 21 yıldır, depremin enkazında kaybettiği Gözde’sini bulabilmek için çabalayan bir annenin kitabı. Yaşadıkları….
Öyle bir yaşanmışlık ki, ne öldürür ne güldürür…
Hadi biraz Karamert ailesinin hikayesinden bahsedeyim sizlere, kalbimin müsaade ettiğince.
GÖZDE;
Dünyalar tatlısı Gözde deprem olduğunda 7 yaşındaymış. Anne Nilgün Karamert ve eşi Gölcük’ü yerle bir eden o depremde, tam 12 saat enkaz altında kalmış. Söylenilenlere göre Gözde, deprem anında karşıdaki boş arsaya savrulmuş ve yarası yokmuş. Yine söylenenlere göre teğmen komşuları hastaneye giderken Gözde’yi de yanına almış. Ama gözde hastane de kaybolmuş. Ama anne Gözde’nin görüldüğünü ve yaşadığına dair bir çok şey işittik demekten hiç vazgeçmemiş. Çünkü duymuş, Gözde’yi görenler olmuş, hatta Gözde’nin Gölcük Tersane İlkokuluna gittiği iddia bile edilmiş. İddiaya göre öğrenciler onu tanımış. Rütbeli bir albayın yanında yaşadığına dair ihbarlar yapılmış ama Gözde yine bulunamamış.
Anneler Hisseder
İnsanoğlu için, evladını yaşarken, kaybetmek kadar ağır bir yük yoktur. Onu düşünmediğin bir an olamaz çünkü.
O deli soruların ardı arkası kesilmez…
Aç mı?
Karnı tok mu?
Veya üşüyor mu?
İşte bu sorular insanoğlunun en büyük sınavı olur.
Ya özlemek,
Elini özlemek, yüzünü özlemek, gülüşünü özlemek, uyumasını özlemek, Bir daha saçlarını hiç tarayamamak,
Mis gibi kokusunu içine bir daha çekememek
Bir daha anne demesini duyamamak işte insanı yaşarken öldürür bunlar.
Dünyada yaşarken en büyük sınava tabi tutulan bu güzel anne, hiç durmadan aramış Gözdesini…
Mezarlar mı açtırmamış, bildiği bilmediği her yolu denemiş. Ve bir karar vermiş Gözdeme belki böyle ulaşırım demiş ve Gözde’sini yazmış. Yaşadıklarını, acılarını, haykırışlarını ve hiç bitmek bilmeyen Gözdesini bulma umudunu yazmış.
Dorlion yayınlarından çıkan kitabı için de ben acımı kitap sayfalarına döktüm, belki kitabımla ulaşırım Gözdem’e diyor.
İşte yürekleri paramparça yapan gerçek bir hikaye,
Özlemle, aşkla, acıyla herşeyiyle Gözde’ye ait.
Annesinden Gözde’ye…
Tanıtım Günü ise; 8 Temmuz Perşembe günü saat 14:00’da Gölcük Anıt Park’ta yapılacak. Yüreğine dokunanları bekleriz.