Ali Ruhan ÇELİK Yazdı…

İSTANBUL SEÇİM SONUÇLARI NE SÖYLÜYOR?

‘’Dijital Devrim’’ ile beraber siyaset dizaynına yeni usüller geldi.Macron, Zelensky ve son olarak Belediye seçimleri kampanya sürecinde yaklaşık 6 ayda Ekrem İmamoğlu bu usüllere uyum sağlayıp, başarılı oldular.Köprüler, yollar, hastaneler, mega projelerin yerine medyayı iyi kullanan, algı yönetiminde başarılı olan adaylar ipi göğüslemeye başladı.Bielderberg toplantılarının da temel konusunun medya ve algı yönetimi olması konunun önemini göstermektedir.

Ekrem İmamoğlu’nun bu denli farklı kazanmasında pek çok etmen var.Bu etmenlerden dikkat çekenleri kamuoyu tarafından sevilmeyen Canan Kaftancıoğlu’nu yanından uzaklaştırması, Kemal Kılıçdaroğlu’nu hiç yanına sokmaması ve destekçisi olup söylem-davranışlarıyla halktan tepki çeken kişileri anında paisifize edebilen bir ekibe sahip olmasıydı.Bir kahraman oluşturma amacındaki PR ekibi her ince detaya önem gösterdi ve İmamoğlu’da ekibini herkesin üzerinde tutarak onların aktif rahat görev yapabilmesini sağladı.Diğer tarafta Binali Yıldırım yararına çalıştığını zanneden aslında zarar veren bazı sosyal medya kullanıcıları, yerli yersiz çıkışlar yapan haber spikerleri, maksadını aşan söz ve davranışlarda bulunan gazetecilere(Kraldan çok kralcılar)kimse müdehale etmedi.Her kafadan ayrı ses çıktıkça, rakibe karşı ithamlarda bulundukça karşı taraf daha çok kenetlendi ve istenilen kahraman profili oluşturuldu.Bu hataların yanında dış güçlerin ekonomimizi hedef alması ve kampanyanın demode kalması yenilgiyi hazırladı.

Seçmen profili artık değişmiştir. Son İstanbul seçimleri sürecinde halkın ve özellikle gençlerin; icraat ön plana koyan, yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır diyen Binali Yıldırım’ın yerine Medya ve Algı yönetimini başarıyla gerçekleştiren Ekrem İmamoğlu’nun büyük oy farkıyla ipi göğüslemesi bu değişimi açıkça göstermektedir.,Yeni dünya düzeninde insan ve toplum bilimlerini temel alan, bilimsel çalışan, kendini güncelleyebilen seçim kampanyalarının başarılı olacağı aşikardır.Gelecekte başarıyı hedefleyen siyasi partiler bu gerçeği göz önünde bulundurup mutfak ekiplerini ona göre kurmalıdır.

Tüm bunların dışında çok değerli Deniz Ülke Arıboğan hocamın sözü zihnimin bir köşesinde hep durur: ‘’Bazen stratejik kazanımlar için taktik yenilgi gerekebilir…’’

Seçim serüveni bittiğine göre Kıbrıs ve Akdeniz’deki gelişmelere, Amerika’nın sınırlarımızdaki asker artışına, Amerika-İran gerginliğinin ülkemize yansımalarına, Rusya-Çin ilişkilerinin güneyimizdeki oluşumlarına odaklanmamız gerekiyor.İçerde tiyatro izlemeye devam edersek, dışarıdan filmimizi çekecekleri durduramayız…

Yorumlar: 0

Mail adresiniz gösterilmeyecek. Zorunlu aranlar (*)