Yoksa Bildiğimiz Gibi Değil Mi?
Yoksa Bildiğimiz Gibi Değil Mi?
Algı, beynimizin binlerce ayrı ve anlamsız duyuyu birleştirip anlamlı bir görüntüye dönüştürdükten sonra elde ettiğimiz deneyimlerdir. Ancak algıladıklarımızın çok azı gerçek yansıyanın birebir kopyasıdır. Algılarımız genellikle kendimize özgü deneyimlerimiz tarafından değiştirilir, çarpıtılır veya bozulur. Yani algılar gerçek dünyanın kişisel yorumlarıdır.
Düşündüğümüzün aksine algılar; çevrenizdeki olayları, insanları, durumları ve nesneleri birebir yansıtmaz. Algılar daha çok birer yorumdur, yani algılarımız kişisel deneyim, hatıra, duygu ve motivasyonlarımız tarafından değiştirilir veya çarpıtılır.
Her birimizin, beynin farklı bölümleri tarafından otomatik algılarımıza eklenen kişisel deneyimleri, duyguları ve hatıraları vardır. Sonuç olarak algılarımız, gerçek dünyanın değiştirilmiş, çarpıtılmış hatta bozulmuş birer yansımasıdır.,
Algılar gerçekliği yansıtmaktan çok, ön yargılarımızı, duygularımızı ve hatıralarımızı gerçeklerle beraber yansıtır.
Kişisel, sosyal ve kültürel tecrübelerimize dayanan öğrenilmiş beklentiler, algısal kurulumumuzdur. Bu beklentiler algılarımıza otomatik olarak bilgi, anlam veya duygu katar ve bu şekilde algılarımızı çarpıtır veya değiştirir.
Algı bağımsızdır ve organize edilmesi gerekir. Algıların nesnesi değil öznesi olmanın seçimi bize aittir. Sorgulama kapasitemizin niceliği bizim hangi tarafta olacağımızı belirler. Bizi biz yapan tercih ve seçimlerimizdir.
Günümüzde olanlara siyasi pencereden baktığımız zaman kendimizi acımasız bir savaşın içinde bulabiliriz. Oligarklar hakimiyetlerini sağlamak için korku öznesi ile acımasızca yöntemlerle toplum mühendisliği yapıyorlar. Bu yöntemlerden birisi de Algıları yönetmek ve manipüle etmek”.
Bireyler üzerinde yapılan algı çalışmalarının sosyal etki yoluyla topluma yayılacağını çok iyi biliyorlar. Birey kitleye katılınca orada mantık sıfırlanır. Gustav Le Bon kitle içerisine girince bir profesör ile bir kasabın zihninin aynı rasyoneliteye sahip olduğunu söyler.
Algı, Propaganda ve Manipülasyon ile bireyleri etkileyerek yığınları yönetme teknoloji ve sosyal medyanin gelişmesi ve yaygınlaşması ile en etkili silahlardan biri haline gelmiştir.
Her bireyin kendi sorgulama kapasitesini ‘’sorgulaması’’ toplumsal bir sorumluluk haline gelmiştir.
Yazımı Jules Payot’un ‘’İrade Terbiyesi’’ kitabından çok sevdiğim bir söz ile noktalamak isterim:
‘’Ahlaksızlıkların sebebi akıl aylak kaldığında dürtülerin gelip yerleşmesidir. İlacı da metotlu, verimli, mutlu, enerjik bir hayat tarzı ve çalışmaktır.’’