Son emir: Onu, Karagaha Girmeden Öldür
Çok kan aktı! Vatanları uğruna direnen, masum, sivil insanların üzerine kurşun sıktılar, tankları sürdüler ve bomba yağdırdılar. İlk defa kendi askeri, kendi halkına silah çevirdi, ama onlar Türk askeri değillerdi tabi, onlar FETÖ’ nün askerleriydi. Onlar Vatan hainleriydi. Ama bu millet direndi. Tankların altına yatan! yiğitler doğurmuştu, benim mübarek analarım, gözünü kırpmadan evladını da alıp çıkan, babaları gördü, şehit verdi benim vatanım. Ve 249 vatandaşımız şehit düştü o karanlık gecede. Basiret sahibi, fedakâr, Anadolu insanının olağanüstü direnişi ve başlarındaki cesur liderleri olmasaydı bugün farklı bir Türkiye ile karşı karşıyaydık! Allah’a çok şükür ki, o gece başaramadılar. İnkar etmeyin! Hepiniz korktunuz o gece. Ben gördüm gözünüzde ki o korkuyu.
Fakat şimdi utanmadan, darbeye inanmıyorum diyebiliyorsunuz ya!
Şaşıyorum ben size. Hayırdır! Bitti mi korkunuz?
Neden o gün bu kadar cesur değildiniz? Neden dışarı çıkmaya bile korktunuz?
Ve şimdi kontrollü darbe derken hiç mi utanmıyorsunuz?
249 şehitten de mi utanmıyorsunuz? Soruyorum…
İşin hazin tarafı ne biliyor musunuz? Ne yazık ki bu büyük operasyonun mahiyetini hala idrak edemeyenler var. Şu ana kadar Silivri’deki davaları yakından takip eden vekiller; Metin Külünk, Fatma Betül Sayan ve Markar Esayan oldu. Duyarlılıklarından ötürü bu vekillerimize teşekkür ederim.
Medya ise bu davaların algısını ne yazık ki ciddi manada üretemiyor. Ergenekon davalarında 24 saat yayın yapan FETÖ yayın organlarını hatırlayınız!
Oysa bilhassa Silivri, Sincan ve İzmir’de görülen davalarda AK Parti teşkilatlarının, gençlik kollarının ve sivil toplum örgütlerinin/sendikaların düzenlediği organizasyonlarla dolup taşmalıydı. Şehit ve gazi yakınlarımızı bu alçakların pervasız tavırlarıyla baş başa bırakmamalıyız.
AK Parti milletvekilleri, parti teşkilatları ve sendikalar böyle bir zamanda ortaya çıkmayacaklar da ne zaman çıkacaklar?
Ve bu ilgisizliği metal yorgunlukla izah edebilir miyiz? Acaba..
Cumhurbaşkanımız geçenlerde kendinden beklenen açıklamayı yaptı ve “Suçüstü yakalandıkları halde mahkemede ‘duymadım, görmedim’ diyerek üç maymunu oynayan FETÖ’cüler kendilerini bekleyen acı sondan kurtulamayacaklar” dedi.
Evet, kim ne derse desin bugün Erdoğan direnen son kalenin şerefli bir komutanıdır. Ve olan biten her şeyin farkındadır. Hiç kuşkunuz olmasın yakın bir zamanda mahkemelerde oynadıkları bu tiyatro hüsrana uğrayacaktır. Eninde sonunda bu hainlerin kökünü kazıyacağız. Yeter ki, ülkeyi sırtına yüklemiş olan bu cesur adamın mücadelesine ortak olalım. En mühimi de algı oyunlarına yenik düşmeyelim. Çünkü bugün Erdoğan’ın kaderiyle ülkenin kaderi artık birleşmiştir.
Son emir: Onu, Karagaha Girmeden Öldür.
Adı: Ömer, Soyadı: Halisdemir
Mevkii: Astsubay Kıdemli Başçavuş
15 Temmuz darbe girişiminin seyrini değiştiren ve darbeye karşı direnişin temsili haline gelen Ömer Halisdemir, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın emrine sonunda şehadet olduğunu bilerek itiat etti. Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ele geçirmek isteyen darbeci Tuğgeneral Semih Terzi’yi gözünü kırpmadan öldürerek darbenin engellenmesinde büyük rol oynayan Kahraman Halisdemir, olay yerinde darbeci askerler tarafından defalarca kurşunlanarak şehit edildi.
Zekai Paşa, karargâhı aradığında, darbeci Terzi’nin ‘Ben oraya geliyorum. Kışlanın emniyetini sağlayın, içeriye komutanlardan kimseyi almayın, gerekirse ateş edin’ emrini verdiğini öğrendi. Sonrasında Koruma Astsubayı Ömer Halisdemir’i arayan Zekai Paşa o anları şöyle anlattı: ‘Sana, vatanımız ve milletimiz adına tarihi bir görev veriyorum. Tuğgeneral Terzi vatan hainidir, isyancıdır. Onu, karargâha girmeden öldür! Bunun sonunda şahadet var. Biliyorsun seninle 20 yıllık beraberliğimiz var. Hakkını helal et.’
Ömer başçavuş, sonu ölüme varan bu emir üzerine vakur bir sesle Zekai Paşa’ya hitaben,
‘ Baş üstüne komutanım, hakkım helal olsun. Siz de helal edin’ dedi.
Halidemir’i arkadan vurdular
Silopi’de görevli FETÖ’cü Semih Terzi, saat 02.00 sularında helikopterle Özel Kuvvetler Komutanlığı’na geldi. Özel kuvvetler komutanı Zekai Aksakallı’nın emriyle silahını eline alan Astsubay Ömer Halisdemir, karargâh binası girişindeki ağaçlık alana saklandı. Helikopterden inip karargâh binasına doğru yürüyen darbeci askerlerin arasına karıştı ve silahını çekerek Terzi’ye 3 el ateş etti. Terzi, yere yığılırken Halisdemir karargâh binasının yanında bulunan ağaçlık alana doğru koştu. Bu esnada Terzi’nin yanında bulunan cuntacılar Halisdemir’in arkasından ateş açtı. Halisdemir’e 15 el ateş edildi. Halisdemir’i vuran ilk kurşunu sıkan ismin Binbaşı Fatih Şahin’İn olduğu anlaşıld. Şahin’İn 12 el ateş ettiği belirlendi.
04 mart 1975 – 15 temmuz 2016
Ne Mutlu Bize ki Böyle büyük kahramanları var Türkiye Cumhuriyeti’nin. Gerektiği taktirde gözünü kırpmadan canını feda edecek. Birlik beraberliği var benim güzel Türkiye’min, omuz omuza verip tankların önünü kesen abilerim, kardeşlerim, ablalarım, teyzelerim, analarım var.
Siz daha savaşı ve darbeyi ayıramayanlardansınız. Artık Susun… Pis kalemlerinizi bulaştırmayın şehitlerimizin üzerine…