DEVLET BAHÇELİ’Yİ ANLAMAK

 

 

 

 

 

Devlet Bahçeli, 15 Temmuz’dan sonra ülkenin, devletin, milletin bir beka sorunu ile karşı karşıya olduğunu düşünüp gördükten sonra kendisine yeni bir çizgi belirledi. Bir muhalefet partisinin memleketin geleceğini, parti çıkarlarının çok üstünde bir yerlerde tutmaya karar vermiş olması,  ülkenin geleceği, iç barışı açısından da büyük kıymet arz ediyor.

 

Bahçeli 2019 da MHP’nin aday çıkarmayacağını, kendisinin aday olmayacağını, aday olması halinde de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a destek vereceklerini açıklamıştı. CHP-HDP-İYİ PARTİ-SP DÖRTLÜSÜNÜN yanlarına bazı küçük partileri de alarak ittifak arayışına girmiş olmalarını Bahçeli, 16 Nisan’da çıkan yüzde 49 blokunun kamplaşması olarak okuyor.

 

Bahçeli, ülkenin beka meselesi bağlamında da yurtdışı kaynaklı bütün oyunların Tayyip Erdoğan üzerinden oynandığını, Erdoğan üzerinden Türkiye’nin hedef alındığını görmüş durumda. Bunu da hiç yüksünmeden, komplekse girmeden, yahut eski defterlere teslim olmadan dile getirmesini biliyor.O halde şunu söyleyebiliriz:

 

Gelinen nokta itibarıyla kendisinin bütün bunları siyasi ikbal hesaplarıyla yaptığını düşünmek iyice zorlaşmış durumda.Devlet Bahçeli devleti omuzluyordu her zaman ama kendisini anlama kapasitesine sahip olmayanlar ya da anlamak istemeyenler bu tutumu “yedek lastik”, “baston” olma gibi seviyesiz ve haksız isnatlarla yıpratmak için fırsat bildiler, AK Partiyi omuzlamak olarak yansıttılar.

 

 

 

 

Oysa Devlet Bahçeli’nin rahmetli Ecevit’e saygı göstermesini de başka bir grubun aşağılık ifadelerle, çirkin bir üslupla siyasi linçe çevirmeye çalıştığını unutuyorlardı. Ve oysa, devlet ile hükümet farklı kavramlardı bunu bilemediler,2010 yılından sonra da Devlet Bahçeli, bugün FETÖ denen yapıya karşı açık tavır alan tek siyasi liderdi. Bu yüzden uğramadığı hakaret kalmadı.

 

Kendi partisinin bazı mensuplarından bile FETÖ’nün gücü nedeniyle bunlarla kavganın doğru olmadığı eleştirileri aldı. Yine de, bu iftiralara, hakaret ve eleştirilere kulak asmadı, bildiği yoldan dönmedi, dimdik durdu. MHP’nin de FETÖ konusunda en temiz siyasi yapı olarak kalmasını sağladı. Kaset komplolarına rağmen bunlarla pazarlığa girmedi, kimseye boyun eğmedi. Hükümeti de, ta 2011 yılında bu yapı ile ilgili uyardı. “Adalet ve Kalkınma Partisi aklını başına alsın, okyanus ötesi bir hesaba kurban gitmesin!” notunu düştü tarihe. 

 

Üst aklın, “tek kullanımlık” bir aparatı olan Meral Akşener , eğer Devlet Bahçeli’yi gömmeyi başarsaydı… MHP’nin kumanda masasındaki ilk vazifesi bugünlerde başlayacaktı işte! Devlet Bahçeli için “kazdığı çukura” kendisi yuvarlandı!Bu gün Meral hanım küsüverdi.. “Partinin genel başkanlığından ayrılıyorum. Partiyi olağanüstü kongreye götürüyorum” dedi.

 

Ajitasyon mu yapıyor,gerçekten küstü mü, başka bir hesabı mı var veya Koray Aydın ve ekibi bir oyun mu kuruyor,belli değil.Parti içi hesaplaşmaya dönmeden,Devlet Bahçeli’nin, KORAY AYDIN’a görev addettiği üzere:Demokrasi adına Meral Abla’nın arkasında mı durmalı önümüzde süreçte göreceğiz. Lakin bildiğim bir şey var: En fazla , çok değil ,çeyrek asır sonra Devlet Bahçeli’nin bu topraklarda bir heykelinin olacağıdır…

 

 

Yorumlar: 0

Mail adresiniz gösterilmeyecek. Zorunlu aranlar (*)