9 yaşında intihar…
9 yaşında intihar…
Geçtiğimiz gün Kartepe İlçesinde 9 yaşında Suriye uyruklu Vail El Suud kendisini mezarlığın kapısına asarak yaşamına son verdi.Son derece üzücü bu elim olay yüreklimizi fazlaca dağladı.Daha hayata geleli 9 yıl olmuştu.İntihar edecek, intiharı düşünebilecek, o minnacık yüreğiyle ölümle yüzleşecek büyük cesareti ona hangi nedenler verdi? Kendisini asmak için neden mezarlık kapısını seçti? Bunların elbet bir cevabı var ancak en çarpıcı gerçek Vail ile birlik insanlığın da kendini çoktan asmış olmasıydı maalesef.
Bütün toplumsal olguların özünde bireylerin yaşamlarını devam ettirme güdüsü bulunmaktadır.Birey kendisi adına olumsuz şartları düzeltmek adına gerekirse tüm imkanlarını seferber edebilecek şekilde çaba gösterebilmektedir.Fakat intihar eden kişi kendi yaşamını devam ettirmemeye çabalamaktadır.İnsanın anlam veremediği, anormal olarak değerlendirdiği canına kıyması eylemi son derece karmaşık bir olaydır. İtalyan Kriminolog Ferri “Bir kimsenin yakın ve kaçınılmaz olan veya öyle zannedilen bir acıyı (yüz kızartıcı bir durum, mahkumiyet, sefalet, çok sevilen bir kişiyi kaybetme vb.) bertaraf etmek niyetiyle hayatına son vermesi’’ şeklinde intiharı tanımlar.İntihar kişi için genellikle son çare olmaktır. Merhum Vail ile empati yaptığımızda ailesiyle beraber hiç suçu olmadığı halde savaş adı altında işgal sebebiyle doğduğu topraklardan, kurulu düzeninden kaçmaya zorlanmış ve hayatını atalarından gelen kültürden farklı, alışmak zorunda olduğu bir kültürde sürdürmek zorunda kalmıştır. Tabii bunun oluşturduğu kaygı daha küçük yaşta Vail’i zihinsel olarak zor durumda bırakmıştır.Bunun yanında iddialara göre bazı sınıf arkadaşları ve öğretmenlerinin de Suriye kökeni sebebiyle minik mülteciyi ayrıştırıcı tavırlarla dışlamaları, onda hayatın acımasız olduğunu ve tüm bu kötülükleri artık kaldıramayacağı düşüncesine daha 9 yılda sevketmeye yetmiştir.
Merhumun kendisini mezarlık kapısında asması da altında muhakkak bir düşünce yattığını işareti vardır.Mezarlık onun zihin şemasında doğru bir şekilde, ölülerin defin edildiği yerdir.Hor görülmeye ve zalimliğe maruz kalan, hiç suçu olmadığı halde zihninde kendisini istenmeyen bir varlık olarak kodlamış olacak ki, tahminimce kimseye yük olmamak adına mezarlığa kadar kendi gitmiş, ardına pek iş bırakmak istememiştir.Tüm bunlar maalesef nefret, ırkçılık, ayrımcılığın tezahürünü acı bir şekilde gözler önüne sermiştir.O ufacık yüreğin yaşamına son verme kararı ve uygulama seçimi azıcık vicdana sahip olan bir insanda bile tamamen boğazları düğüm düğüm yapmaktadır.
Ayrıca sınıf arkadaşları zihinlerinde etnik ayrım yapabilecek bilgiye küçük yaşta nerden ulaşabilir.? Tabii ki aileler ve medyadan.Çocuklar ailelerinden veya çevrelerinden duyduklarını, gördüklerini model alma yoluyla öğrenir.Bu sebeple sınıf arkadaşlarını dışlayacak kadar vicdandan yoksun olmak için 8-9 yaş grubu zihni tek başına yetersizdir.Aile veya çevre çocuklarının yanında etnik nefretlerini kusmuş olmalılar ki çocuklar da bunu kendi hayatlarında var olan örneğe yansıtmıştır.O çocukların suçundan daha büyüğü ailelerinindir.Cennet vatanımızda milyonlarca zor durumda mülteciyi bağrına basacak kadar yüce gönül , ancak 9 yaşındaki bir yavruyu dışlayacak kadar zalim ve utanmazlar da maalesef vardır.(İddialar doğru ise.)
Vail’in boynuna dolanan ipin düğümleri nefret dolu söylemler ve asılsız haberlerdir.Bu iflah olmaz kötülük İnşallah başka bir yavrunun canına kıymasına sebebiyet vermez.Kocaman bir ülkeye sığdıramadığımız Vail’in cansız bedenini toprağa sığdırdık.Ötekileştirmenin, ayrıştırmanın, hor görmenin ne gibi sonuçlar doğurabileceğini acı bir şekilde öğrendik.Bu olaydan tüm insanlık ders almalı, hiçbir kötülüğü dokunmamış yavrunun bu muameleleri haketmediğini anlamalıyız…